-
Allâh’a firar eden kurtuluşa erer. Firar edemeyen de cehennemi olan dünyasında devam eder.
-
Kelime-i Tevhid yaşamı müminlere, Besmelenin yaşamı ise Rasûllere ve bir kısım velilere hastır. Besmeleyi yaşayanı cehennem ateşi yakmaz!
-
Bilinç dünyan dinde ‘kabir âlemin’ olarak tanımlanmış. Şu anda da orada yaşıyorsun ve kendini beden sanıyorsun. Bedeninin dışına çıkmak dışa değil, bilinç dünyana yani içselliğine olmalı.
-
Seni Allâh‘a erdirmeyen AŞK, asla AŞK değildir.
-
Beyin adıyla bilinenin Rabbanî yaratış sistemi ve merkezi olduğunu kavrayamayanlar, her şeyi dışarıda arayarak çölde turluyorlar.
-
Oruçlarımızın ne kadar hakkını verdiysek o kadar da Bayramı hakkettik. Feyizli bereketli bayramımız olsun!
-
Dün iyisiyle kötüsüyle geçti gitti. An, yeni bir an. Dünden ders almış olarak yeni bir başlangıç yapamazsak, yazık bize! Dünün telafisi olmayacak ama, yarını da kazanmak mümkün değil mi?
-
Gerçekten sevmiş olan bırakın sevdiğine ihanet etmeyi, kovsa kapısından gitmez! Sevdiğini sanmış olanın bağlılığı ise çıkarı veya beklentisinin karşılığı kadardır. Hayat, sevgi sınavıdır.
-
Seni senden geçirip SEVDİĞİNDE eritmiyorsa sevgin, ona AŞK denmez.
-
Herkesin yaşadıkları karakterinin, duygularının sonucudur.
-
TABU’su olanın tasavvufu yoktur!
-
An içinde gördüğünle değil, hayalindeki onunla yaşıyorsun! Hayalindekini ne zaman görmüştün ki?
-
(2019- Gülmisalim) http://ahmedhulusi.org’da KENDİNİ TANI kitabında bahsedilen, DİVAN EHLİ veya RİCÂLİ GAYB denilen kimselerin, METAFOR kabûlü ancak taklit ehli olan, BÂTIN ÂLEMİNDEN habersiz kişilerin görüşüdür. Tahkik ehli bunların METAFOR değil bilfiil var olan zevât olduğunu bilir.
-
Zaman kurabiyesini 12 parçaya böldük. Nihayet son parçanın sonuna geldik. Yarın gece son lokmasını yutacağız kurabiyenin ve gelsin yenisi! Beynin dünyasında zaman yoktur! Sadece resim kareleri ve kısa videolar vardır! Yaşam da anlık resimlerdir.
-
Egosundan, benliğinden geçemeyenin ateşi hiç sönmez. O ateşi söndürecek ne su vardır ne de ilaç. Ateşin körüğü, dediğini istediğini illa yaptırma hırsıdır.
-
Onlarca taş atmaya gerek yoktur. Bir taş bir sırça vazoyu kırmaya yeter. Sonunu düşünmeden söylediğiniz yazdığınız söz, attığınız taş gibidir.
-
Ateş nedir diyorsunuz. ATEŞ ŞİRKTİR. Ne zaman neden yanıyorsanız, bilin ki içine düştüğünüz ŞİRK düşüncesi ve hâlindendir. Şirkte olanın yanması bitmez. Allâh, her şeyi bağışlarım şirk hariç, diyor. Yanıyorsan, şirkinin cezasını çektiğin içindir.
-
Bir zahmet yoktur ki içinde Rahmet barındırmasın. Zahmetteki Rahmeti görebilene ne mutluluk!
-
“Bir sene görmediğiniz kişi, bir sene sonra gördüğünüzde sizin bildiğiniz kişi değildir.” Hadis-i şerîf. Böyle bir süre sonrasında anılarınızla yaklaşmayın ve de anılarınızdakini beklemeyin o kimseden.
-
Hayatta bazen Rahmet önce gelir ardından zahmet, bazen de önce zahmet gelir ardından Rahmet. Gelenden geleceği görür arif!
-
İnsanlarla olan samimiyetiniz onları haddini bilmezliğe taşıyorsa mesafenizi değerlendirin. Yaptığınızı beğenmeyen çeker gider, dilediği gibi yaşar; ama bu onlara hesap sorma hakkı vermez. Haddini bilmeyenden uzak durun.
-
Riyâkarlık kuşatmış tasavvufçuları yaşamadıklarını konuşur Konuştuklarını yaşamazlar. Ya yaşadığını konuş ya da konuştuğunla yaşıyormuşluk yapma.
-
Egoist misin sor kendine: Kendine davranılmasını istediğin gibi mi davranıyorsun muhatabına?
-
Hiç ölmeyecek bedenliler dünyasıyla tüm ilişkimiz bitmeyecek gibi dünyaya bağlı olarak yaşıyoruz da, yarın ya da bugün bir anda hepsini arkamızda bırakıp gideceğimiz kaç kere aklımıza geliyor gün içinde.
-
“İnsan” fıtratıyla dünyada açığa çıkanın tek hedefi ve amacı Allâh’ı görmek ve seyretmek, her an (yevm içinde) Allâh ile olmaktır. Diğer fıtratlar evcilik oynar, para pul, isim şöhret, daha iyi yeyip içmekle ömür tüketirler. Yaşamın aynandır.