ahmedhulusi.org

Dedikodu yapmayalım. Gıybet hiç yapmayalım. Neden? Ebrara göre günah. Mukarrebe göre şirk! Allâh şirkten münezzehtir. Allâh kulunda şirk olmaz. Öyle ise?

Beklentiler benliğin seslenişidir. Allâh kullarını dilediği gibi yaratır ve seyreder. (Eş Şehîd)

Rahman, erkekten; Rahiym kadından yüz göstermiştir. Kadının yaratıcılığı Rahiymin kudretidir.

İnsan ilmini yaşar, ilminin penceresinden seyreder. İnsansı ilmi ezberler dedikodusuyla tatmin olur; seyrederken de yanar!

İnsanların mertebe verip veliy sandıkları kişilerin neredeyse tamamı ebrardır gerçekte mukarreb velilerden hiç haberleri yoktur.

Yaşamın imanının aynasıdır! İmanın yaşamın kadardır. Gününün ne kadarında imanına göre yaşıyorsun?

Söyleyene değil söyletene bak, demişler. Ne büyük söz!!! Ayette şehadet eder Allah , diyor. Minareden, eşhedü şahidimki, diyor. Allah Ekberdir diyor, Biz de söyleten peşindeyiz söyleyen ötesinde.

Camiler mi Allâh'ın evi? Secde mahalleri mi Allâh'ın evi? Secde bedene mi aittir kalbe mi? Şuurunda secde etmemiş olanın bedenindeki secde olur mu? Secde şuura aitse Allâh'ın evi neresi olur, beton taş binalar mı müminin kalbi mi? Eve köpek sokmayın ne anlatır?

Allâh Güzel’dir, Güzel’i sever! (İnnallahe Cemiylün yuhibbul Cemal) hadis. “Güzel”, kimdir nedir? Cemâle âşığım!

“Allâh ismiyle işâret edilenin âlemlerdeki tedbirâtı âlem sûretlerincedir”, demişler. Ne demek istemişler ki?

Bildiklerimin değil düşüncelerimin, bakış açımın ve ortaya koyduklarımın sonucunu yaşıyorum. Allâh’ım bildiklerimin yaşamını kolaylaştır.

İnsansının yapısında tanrı edinmek, tanrılaştırmak vardır. Dışsalıkta yaşamak için formatlanmış, fıtratlaştırılmıştır. İnsan ise boyutsal derinliğiyle içselliğinde Allâh’ı bulmak, erimek, ermek için vardır. İnsansı yaratılmıştır, insan “ceale” hükmüyle oluşmuştur.

Kendisine hakikat ilimi ulaştıktan sonra kim bedenselliğinin beklentileriyle yaşamaya devam ederse o Allâh indînde en büyük nankör olarak sonuçlarını yaşar.

Ezan Allâh’tan gelir Ekberiyetini dillendirir ve Ekberiyette haddini bil der; gâfil müezzin ezan okuyor, der, makâmıyla gönül eyler!

Gündüzki beklentin, hayalin gece RÜYAN OLUR. Geceki rüyan, gündüzde beklentin ve hayalini destekler. Bir döngüdür bu, sürer gider.

Müminlerin bazısı Muhammed Mustafa a.s’ın nübüvvetine şahid olur risâletine olmaz, bazısı risâletine şahid olur, nübüvvetine olmaz. Bazısı ikisine de şahid olur. Velilerin büyük kısmı ise Abduhu sırrına şahid olur. Ehli anlar bunun mânâsını.

Din ezber işi değildir! Din kapsamındaki tüm bilginin anlamını kavraman, o mânâyı HİSSETMEN gerekir. Okuduğunun mânâsını, anlamını kendinde hissetmiyorsan, yaptığın ezber tekrarıdır. Ezber/tekrar, papağanlıktır.

“Ölüydünüz dirilttik” ifadesinin anlamı, hakikatinizden gâfil, ölümlü beden olduğunuzu kabûl ederek yaşarken, ölümsüz hakikatinizi fark ettirdik, demektir.

Bedenselliğin esiri olmaktan daha zilletli esaret yoktur. Yüzün ya hakikatine dönüktür ya da bedenselliğine. Hangi hâldeyken ölümü tadarsan onu ebeden yaşarsın.

Yarın ne yaşayacağını merak ediyorsan bugün yaptıklarını gözden geçir; onların sonuçlarını yaşayacaksın.

Dün rüya yarın hayal; an ise beynin yaşattığı. Kısacası ne bana ait olan var ne de “ben”! San ki varsın!

Hakikatini HİSSETMEYEN, bilgi ile bedenselliğinin, şeytanının esaretinden kurtulamaz, HÜR olamaz! Allâh kulu hürdür; anlamını ehli bilir.

Aşkı midesine olanın vuslatı kalın bağırsağınadır!

Günaydın! Geldi çattı işte zorlu zorunlu günler... Ramazan ile birlikte yenilenme süreci başlıyor. Ya yenileneceğiz ya eleneceğiz. Ya hakka firar edeceğiz, ya da dünyamızda boğulacağız. İlmi doğrultusunda değişmeyenler sonucuna katlanacak.

Dinliyoruz da duymak istemiyoruz ÂŞİKÂRDIR ZÂTI HAK uyarısını. Sonuç, O’nunla yatıp O’nunla kalkıyoruz. Ne mübarekleriz!!!