3401-3600
-
Tasavvuf terbiyesinin ilk basamağı LA FAİLE İLLALLÂH’TIR. Yaşamı bu olmamışların, kendini veli, gavs kutup sanması ne enteresandır.
-
Bağışladığının Allâh’tan karşılığını, o şeyin senin indîndeki değerine göre alırsın, verdiğindekinin değerine göre değil! Sence beğenmediğin, kullanmaya değer bulmadığın şeyi veriyorsan karşındaki ne değer verirse versin, sen kendindeki değerine göre karşılığını alırsın Allâh’tan!
-
Kış geliyor, zorlu günler kapıda. Herkesin bugünlere güçlü mâneviyatlı girmesi yararlı olur. Esmâ zikirleri yerine, iç kuvveleri arttıran dualar yararlı olur kanaatindeyim. Mesela HasbiyAllâhu la ilahe illa hu, aleyhi tevekketü ve hüve rabbül arşıl aziym.
-
Sevdiğinin hiçbir kusuru yoktur; sevemediğin ise baştan ayağa kusurdur!
-
La havle vela kuvvete illa Billah. Rabbi cealniy minledünke sultanen nasıyra ve kefa billahi veliyyen ve kefa Billahi nasıyra. Rabbi yessir ve la tuassir rabbiy temmim bil hayır. Bu duaların her biri, kişinin vakti elverdiğince okunabilir esmâ zikirleri yerine, güçlü olmak için.
-
Anlamını hissetmediğin şeyi konuştuğunda ya dedikodusunu yapıyorsun ya da riyâ! ‘Yaşamadığını konuşma!’ denseydi ne kadar konuşabilirdik?
-
Tüm evrensel datayı/bilgiyi içinde barındıran AN, doğurduğu/dönüştüğü ANın da genetiği hükmündedir. Genetik bilgi>beyin>genetik kayıt yazılımı AN içindeki sistemin makrodan mikroya aynı şekilde çalışmasına işaret eder.
-
Tümün bilgisi her hücrenin software’inde mevcuttur.
-
Ölüm, insanın algı dünyasının değişmesi, kıyametini yaşamasıdır. Mutlak kıyamete kadar, dünyada ürettiklerinden oluşan dünyasında/kabir âleminde yaşamına devam eder. İnsanın diğer hayvanlardan ana farkı, ölümsüz olarak yaratılmasıdır. Bu da özündeki hilâfet nurundan kaynaklanır.
-
Karşındakilerin değil, kafandakilerin ESİRİSİN! Yaşadıkların değil, onların oluşturduğu duygular, kabûller, beklentilerin seni ESİR haline getirir ve YAKAR! Yaşa ve geç! Düne dönme! Yarın meçhûl; beklentiye girme! Sev, ama asla beklentili olma ki yanmayasın!
-
İnsanların en saçma korkusu kıyamet korkusudur. Dünya üzerinde yaşayan hiç kimse Kurân’da tarif edilen kıyameti görmeyecektir. Ayrıca Kurân’daki kıyamet anlatımı, çoğu insanın yaşayacağı ölümü tatma sürecinin metaforik anlatımıdır. Zelzele Sûresi de ölümün metaforudur.
-
Yarın veya daha önce öleceğimiz niye aklımıza gelmiyor, hiç ölmeyecek gibi yaşıyoruz? Çünkü gerçekte bir şekilde arka planda ÖLÜMSÜZ varlık olduğumuz bilgisi var. Kendimizi beden zannetmemiz de ölümsüzlüğü bedene ait hissettiriyor. Hiç ölmeyecek gibi dünyaya sarılıyoruz.
-
Kimi yaşarken ölümü seçer, elini eteğini dünyadan çekip Rabbiyle başbaşa yaşamayı seçer. Kimi de BEN ÖLMEDİM, BİTMEDİM ayaktayım hissiyatıyla bildiği bilmediği şeyleri anlatarak varlığını sürdürmeye çalışır. Beşer haddini bilmezmiş!
-
Âyetleri hep dışa dönük anlarız. Halbuki hemen her âyetin içe de dönük yönü vardır, farkında mıyız? Mesela... “Senin dinin sana, benim dinim bana” âyetini, ölümsüz bilincin ölümlü bedene hitabı şeklinde düşünsek?
-
Yaşadığınız an’ı en güzel şekilde değerlendirin. ‘Aktif Alan’a geçmişi sokmayın. Geçmişi tekrar ettikçe o geçmiş geçmişten çıkar tekrar ‘an’ olarak yeniden yerini alır. Düşünce dünyanızda en büyük engeli geçmiş teşkil eder. Geçmişi konuşmayın, geçmişte yaşanılanları bırakın. Geçmişteki hoşlanmadığımız olaylar, tekrar hatırlamamızla beynimizi bloke eden virüslere dönüşür.
-
Beklentisi olanın huzursuzluğu bitmez. Beklenti ateştir! Beklentisi olan yarında yaşamaktan AN’ı yaşayamaz. Dünsüz ve yarınsız yaşamanın yolu, beklentisiz yaşamdan geçer.
-
Sevmek, çok sevmek, sevdiğini esir almak, gizli benliğini tatmin için olmamalı. Seni çok seviyorum, benim istediğim gibi yaşa, AŞK değildir. AŞK, SEVDİĞİNDE ERİMEK VE TESLİMİYETTİR! Sevgisiyle karşısındakini teslim almak isteyen olmayın. Zira akıllı sevgi oltasına takılmaz!
-
Özündeki hilafet nuru ancak software’inin ve de beşeriyetinin elverdiği kadarıyla senden açığa çıkar ve gereğini yaşarsın. Hilafet nuru, İLİM İRADE ve KUDRETtir.
-
Hilafet nuru elektrik; flaman software; ampulun camı da beşeriyetin gibidir. Edinilmiş kimliğinden arındığın kadar hilafet nurunu dışarı yansıtırsın.
-
Aldatan aldanmıştır! Farkına vardığında iş işten geçmiş olur!
-
Yeni bir bilgi ulaştığında beyin onu eski bir bilgiyle birleştirerek çözmeye çalışır, ben bunu zaten biliyorum, dersiniz. Oysa yeniyi çözememişsinizdir. Yeniyi anlamışlığın testi, o yeniden yeni çıkarımlar oluşturmaktır. Yeni çıkarım yoksa, anladım ZANNINDASINIZ!
-
Bir tatlı huzur almaya geldim Kalamıştandaki gibi bir tatlı keyif almak için hoşlandığımıza uğrarız; sonrada onu çok sevdiğimizi(!) söyleriz. Hoşlanmak başkadır, sevmek başka, aşk başka! Aşk bir yana, sevdiğimiz kaç kişimiz var. İnanın, sevdiğimizi sandığımız, hoşlandığımızdır!
-
Sevgi karşılıklıdır. Saygı karşılıklıdır. Hatırlanmak karşılıklıdır. AŞK karşılıksızdır, TEK yönlüdür!
-
Hiçbir beklentim olmaksızın bildiğim gördüğüm kadarıyla insanları uyarırım, yarın iş işten geçip pişmanlık yaşamamaları için. Asla da dediğimde ısrarcı olmam. Yaşayacakları varsa uyarımı dikkate almazlar ve onu yaşarlar. Ben de programlarını seyrederim.
-
“O’dur ki, sizi gecenin içinde vefat (beden farkındalıksız yaşam) ettirir (uyku ölümün kardeşidir: Hadis); gündüzde ne yaptığınızı bilir... Sonra takdir edilmiş ömür tamamlanıncaya kadar sizi gündüzleri bâ’s eder... Sonra dönüşünüz O’nadır... Sonra yaptıklarınızı size haber verir” âyet.