1801-2000

  1. Karşındakini Hak olarak düşünüp, görüyor musun? Evet ise, ona karşı muamelen ve hissiyatın ne?

  2. Tasavvufta en önemli konu, kişinin kendini nasıl ve ne olarak hissettiğidir. Kendini veya karşındakini Hakk’ın yanı sıra var kabulün, şirktir.

  3. Kendini farklı, üstün, ayrıcalıklı, Hak görmek, karşındaki Hak açığa çıkışından gaflet demektir! Hak’tan gâfil olanın yaşamı, firavunluktur!

  4. Maneviyata yönelmiş herkes şunu iyi bilmeli; kimse sınıf geçme notunu karşısındakinden almayacak! Gurur ve benlik bakışı taşıdıkça, kayıptasın!

  5. “Allâh’ın irade ve kudretinin bittiği yer neresidir ki, orada beşerin irade ve kudreti başlasın?” Bu cümleyi anlarsak, Cuma mübarektir bize! İslâm, teslimi itiraftır! 

  6. Kurân’da geçen “BİZ” kelimesine takılıp, “Allâh Tek ise, niçin BİZ yaptık yaparız gibi benzeri ifadeler yer alıyor?” diye soruluyor. Açıklayalım: Sonsuz sınırsız TEK’liği dolayısıyla kendisinden gayrı varlığa yer olmayan ismi Allâh olanın SAYISIZ ÖZELLİKLERİ vardır ki “ESMÂÜL HÜSNA” denir. Algılama alanına giren girmeyen ne varsa her birim, bu ESMÂ denmiş isimlerin çeşitli kompozisyonlarıyla yaratılmıştır. Birimin hakikati ESMÂdır. İşte bu Allah ESMÂsından yaratılmış varlıklardaki tüm tedbirat ve tasarruf, oluşum ve açığa çıkışlar dış müdahale ile değil, içten oluşur. “BİZ şöyle yaptık, yaparız” ifadesi, “onda, onu var kılan ESMÂ ÖZELLİKLERİMİZLE, onun özünden, derinliklerinden açığa çıkan özelliklerimizle” anlamında olarak kullanılır. Yani, dışsal bir tanrının üzerinde tasarrufu değil varlığını oluşturan Allâh adıyla tanımlanan ESMÂ özelliklerinden bahsedilir. Bu yüzdendir ki her yaşayacağın için Biizni Rabbi/Rabbinin izni ile/Esmâ özelliklerin elverirse şartı belirtilmiştir. İzni olursa, anlarsın!

  7. Edindiğiniz en değerli bilgiler, sizde gurur benlik oluşturuyor, kendinizi üstün görüp eleştirel bakıyorsanız, o ilim deccaliniz olmuştur.

  8. Varlıkta “fesemme vechullah/ne yana dönsen vechullâhtır”ı yaşatmayan hakikat bilginizin sonu hüsrandır, ateştir. “Kendin” ve “onlar”dan kurtul!

  9. Kavga, körlerin işidir! Hakikat ehli “gören”ler kavga etmez, söyler geçer; karşısındakini “gördüğünden” dolayı.

  10. “Doğrusu budur” diyemeyenin “yanlış diyorsun” deme hakkı yoktur. Derse de ciddiye alınmaz. Fikrinin delilini göstermeyenin söylemi lâfta kalır.

  11. Vahdet temeline dayanan Kur’ân öğretisi, Ehli beyt ve Ebu Bekir yolundan dünyaya yayılırken, Suudi ve İran’ın şekilci anlayışıyla savaşçı olmuştur.

  12. Sevgi, hoşgörü, kardeşlik, birlik Din anlayışı; Vahhabilik ve İran Şiası ile savaşan, zorlayan, baskıcı müslümanlık dinine dönüşmüştür.

  13. Kur’ân dini üzereyim diyen İran şiası, yöneliş olan “salât”ı “namaz”a döndürmüş; Rasûl ve nebi anlamlarını “peygamber” kavramıyla örtmüştür. Türkiye’de de din anlayışında önemli bir kesim İran Şiasının ve Suudi Vahhabiliğinin din anlayışını Kur’ân anlayışı olarak empoze etmektedir.

  14. Acı ama deneyimlenmiş gerçek: Önemsemediğin, boşverdiğin, unuttuğun, bahane bulduğun her şeyin, daha sonraki süreçte sonucunu yaşayacaksın.

  15. Teşekkür etmesini ve özür dilemeyi bilmeyen insana gelişmiş gözüyle bakılmaz. Kendine bunları yakıştıramayan, gurur ve kibiriyle öğünebilir.

  16. Küfreden, hakaret eden bizden değildir. Kime olursa olsun. Başkalarıyla olan konuşmanızda beni mention etmeyin.

  17. Yine bana ulaşıyor; birtakım kimseler anlattıklarımı naklederek paralı seminer ve zikir tavsiyeleri yapıyormuş. Bende her bilgi karşılıksızdır! Bastırdığımız kitaplar parasız olup, ayrıca www.ahmedhulusi.org’dan indirilir. Zikir önerilerim Dua ve Zikir kitabındadır. Okuyun. İllâ para vermek istiyorsanız, çevrenizdeki ihtiyaç sahiplerini bulup onlara verin. Bilgiyi bizden parasız/karşılıksız alın.

  18. Acımasızca masum insanları katledenler insan sûretinde açığa çıkmış vahşi hayvan içselliğini yaşayan mahlûkattır. “Zarar vereni öldürün.” Hadis

  19. Allâh, “kullarım” dedi hepimize! Ben Muhammedî’yim. İnsanı, “kullarını” etiketsiz severim.

  20. Yalnızca acıktığında başka canlıyı öldüren vahşi hayvandan daha vahşi hayvan açığa çıkışı, insan sûretine mahsustur. Hükmetme uğruna öldürmek!

  21. Sevgi dostluk saygı prensibiyle yaşarken “insan”; vahşiler, kendilerine zararı olmayan masumları katlederler. Hayvandan da aşağıdırlar!

  22. Yeni Hicrî yıl şefaati Rasûle a.s. ermeye vesile olsun hepimize!

  23. Kendinize yaptığınız en büyük zulüm nerede biter?

  24. Anlayın artık! Allâh adıyla işaret edilenin Rahmeti, gökteki koltuktan değil, hakikatine iman etmiş kullarının gönlünden bize ulaşır.

  25. Allâh âlemlerde, kulları kalbi ve eliyle tedbir eder, nimetini veya cezalandırmasını ulaştırır. Göremiyorsan Rasûlün Hayy oluşunu, neyleyim!

74 / 132

Bunlar da İlginizi Çekebilir

Bu Kitabı İndirebilirsiniz!