-
Yarın veya daha önce öleceğimiz niye aklımıza gelmiyor, hiç ölmeyecek gibi yaşıyoruz? Çünkü gerçekte bir şekilde arka planda ÖLÜMSÜZ varlık olduğumuz bilgisi var. Kendimizi beden zannetmemiz de ölümsüzlüğü bedene ait hissettiriyor. Hiç ölmeyecek gibi dünyaya sarılıyoruz.
-
Kimi yaşarken ölümü seçer, elini eteğini dünyadan çekip Rabbiyle başbaşa yaşamayı seçer. Kimi de BEN ÖLMEDİM, BİTMEDİM ayaktayım hissiyatıyla bildiği bilmediği şeyleri anlatarak varlığını sürdürmeye çalışır. Beşer haddini bilmezmiş!
-
Âyetleri hep dışa dönük anlarız. Halbuki hemen her âyetin içe de dönük yönü vardır, farkında mıyız? Mesela... “Senin dinin sana, benim dinim bana” âyetini, ölümsüz bilincin ölümlü bedene hitabı şeklinde düşünsek?
-
Yaşadığınız ânı en güzel şekilde değerlendirin. “Aktif Alan”a geçmişi sokmayın. Geçmişi tekrar ettikçe o geçmiş geçmişten çıkar tekrar ‘an’ olarak yeniden yerini alır. Düşünce dünyanızda en büyük engeli geçmiş teşkil eder. Geçmişi konuşmayın, geçmişte yaşanılanları bırakın. Geçmişteki hoşlanmadığımız olaylar, tekrar hatırlamamızla beynimizi bloke eden virüslere dönüşür.
-
Beklentisi olanın huzursuzluğu bitmez. Beklenti ateştir! Beklentisi olan yarında yaşamaktan AN’ı yaşayamaz. Dünsüz ve yarınsız yaşamanın yolu, beklentisiz yaşamdan geçer.
-
Sevmek, çok sevmek, sevdiğini esir almak, gizli benliğini tatmin için olmamalı. Seni çok seviyorum, benim istediğim gibi yaşa, AŞK değildir. AŞK, SEVDİĞİNDE ERİMEK VE TESLİMİYETTİR! Sevgisiyle karşısındakini teslim almak isteyen olmayın. Zira akıllı, sevgi oltasına takılmaz!
-
Özündeki hilâfet nuru ancak software’inin ve de beşeriyetinin elverdiği kadarıyla senden açığa çıkar ve gereğini yaşarsın. Hilâfet nuru, İLİM İRADE ve KUDRETtir.
-
Hilâfet nuru elektrik; flaman software; ampulun camı da beşeriyetin gibidir. Edinilmiş kimliğinden arındığın kadar hilâfet nurunu dışarı yansıtırsın.
-
Aldatan aldanmıştır! Farkına vardığında iş işten geçmiş olur!
-
Yeni bir bilgi ulaştığında beyin onu eski bir bilgiyle birleştirerek çözmeye çalışır, ben bunu zaten biliyorum, dersiniz. Oysa yeniyi çözememişsinizdir. Yeniyi anlamışlığın testi, o yeniden yeni çıkarımlar oluşturmaktır. Yeni çıkarım yoksa, anladımZANNINDASINIZ!
-
Bir tatlı huzur almaya geldim Kalamıştandaki gibi bir tatlı keyif almak için hoşlandığımıza uğrarız; sonrada onu çok sevdiğimizi(!) söyleriz. Hoşlanmak başkadır, sevmek başka, aşk başka! Aşk bir yana, sevdiğimiz kaç kişimiz var. İnanın, sevdiğimizi sandığımız, hoşlandığımızdır!
-
Sevgi karşılıklıdır. Saygı karşılıklıdır. Hatırlanmak karşılıklıdır. AŞK karşılıksızdır, TEK yönlüdür!
-
Hiçbir beklentim olmaksızın bildiğim gördüğüm kadarıyla insanları uyarırım, yarın iş işten geçip pişmanlık yaşamamaları için. Asla da dediğimde ısrarcı olmam. Yaşayacakları varsa uyarımı dikkate almazlar ve onu yaşarlar. Ben de programlarını seyrederim.
-
“O’dur ki, sizi gecenin içinde vefat (beden farkındalıksız yaşam) ettirir (uyku ölümün kardeşidir: Hadis); gündüzde ne yaptığınızı bilir... Sonra takdir edilmiş ömür tamamlanıncaya kadar sizi gündüzleri bâ’s eder... Sonra dönüşünüz O’nadır... Sonra yaptıklarınızı size haber verir” âyet.
-
İç sesinizi dinleyerek davranışlarınızı düzenlemeyi düşündünüz mü? İç ses, insanı yanlış yapmaktan korur, daima doğruyu duyurur! Beşerî duyguların saptırmalarından iç sesinizi dinleyerek kurtulabilirsiniz. O bir uyarıcıdır! Dinleyin ve uygulayın. En doğrusunu o bilir!
-
Rüya gören için görüp yaşadıkları hakikattir ve uyandığında rüyada yaşadıklarının beyninin illüzyonu olduğunu fark eder. “İnsanlar uykudadır, ölümü tadınca uyanırlar” hadis. Dünya yaşamından da uyanırsak, her şeyin beynin illüzyonu olduğunu fark edeceğiz.
-
İnsanların hakikatinden çıkan ilmi, beşeriyetinin kusurlarından dolayı görememek en büyük perdedir.
-
Karşındaki canını sıkacak bir söz söyler. Sen de üzülür kafana takarsın. Sonra o dünyasına döner, eğlenir güler. Sense duyduğun laftan hayatını zindan etmeye devam edersin. Ders almayan, yanmaya devam eder.
-
Evrenin ve beynin orijinali 2D data/bilgidir! İnsan ve tüm yaratılmışlar kendilerini var eden ilk hücredeki program (fıtrat) açılımı ile meydana gelir. Beyin de, o programı ihtiva eden software’dir! Beyin dediğimiz software’in İLLÜZYONUDUR HOLOGRAM DÜNYALARIMIZ. EVREN DAHİ!
-
Beynin gerçekte bir dalga/data çeviricisi. Gelen bilgiler beyninizde görüntüye çevriliyor ve gördüğünüz her şey beyninizin içinde seyrediliyor. Dışarı kavramı da bir illüzyon!
-
Sonsuz kullanacağın yanında kısa süreli kullanımındakinin değeri ne kadardır? Sonsuzluğa açılan seyir yanında günlük rüyan/illüzyonunla avunmak ne kadar akıllıcadır? Hakikatin nedir düşündün mü, mecaz ve işaretlerle anlatılanlar ötesinde? Hakikatini hissedip o pencereden seyret!
-
Beyin her an kendi otomasyonu içinde DÜNYAMIZI yaratıyorsa, BEN dediğimizde neyin varlığından söz ederiz? Beyin ismiyle işaret edilen et değilse nedir? Otomasyonla çalışan beynin yanısıra bir de BEN mi var? Delice sorulara akıllıca cevaplar olabilir mi?
-
Enam: 60 âyeti, ölümü tadanın kabir yaşamının kıyamete kadar uykuda rüya görür gibi geçeceğini anlatır. Rüyalarınız kabir âleminizin yaşantısıdır. Holografik kuantum beyin için ölüm yoktur, sonsuza dek devam eder yaşamına.
-
Dünden kopamayanların yarınları özenti ve hayalden öteye geçmez. Ânı ânın varoluşuna göre değerlendirememenin nedeni, dündekilerle dünde yaşamaktır. Dünün değerleri düne aittir! Allâh her an yeni bir açığa çıkışladır!
-
Umdukların hayallerindir, buldukların yaşamın gerçekleri. Bulduklarına kıyasla umduklarını, ne kadar gerçekçi yaşadığını gör. Hep hayal dünyasında yaşıyoruz! Uçuyoruz, ayaklarımız yere basmadan yaşıyoruz!