-
Allâh, insanı sırrıyla yaratmıştır. Kimi o “SIR”rı yaşamak için vardır kimi de o sırdan habersiz yaşamanın sonuçlarını yaşamak için. Sırrı açanlar vardır ehli için. Sırrı örtenler vardır naehil için. Hangisi içinsen o işlevdeki sana sevdirilir.
-
Defalarca okuduğu veya dinlediği bir insanda açılım veya uygulama değişikliği getirmiyorsa, o kişide ön lobda değerlendirme sorununa işaret eder. Ön lobdan irade merkezine gerekli bilgi gitmiyordur.
-
Her şeye, hatta düşündüğünüz her konuya EUZÜ BİLLAHİ MİNEŞ ŞEYTANİR RACÎM B İSMİLLAHİR RAHMANİR RAHÎMi anlamını düşünüp hissederek, OKUyarak yaklaşırsanız tüm yaşama bakışınız DEĞİŞİR.
-
Soru: Kimse kimsenin günahını yüklenmez. Herkes kendi yaptığının sonucunu yaşarmış. Dedesi erik yemiş torunun dişi kamaşmış. Bu ikisini nasıl birleştireceğiz?
-
Ehli, “EUZÜ” derken (düşünür/hissederken) “fenâ”yı yaşar, “B-İLLAHİ” ile de “BEK” zâhir olur. Gerisi de euzü billahi çeker!
-
“ŞEYTANİR RACÎM” hakikatini hissetme hâline engel olan her şeydir! “İNSAN/HALİFE” hakikat mertebesinde yaşayanın adıdır. Günde kaç defa “euzü billahi”yi yaşıyorsun?
-
AŞK masalıdır gidiyor! Pervane ol ateşe at kendini diyorlar olayı anlamadan! Aşk ateştir, yakar! Benliğini yakacak ve yok edecek ateşe at kendini demektir bu. Sen, benliğini enaniyetini yakacak şeylerden kaçarken, ateşten kaçarken nasıl arınıp yok olursun?
-
Hayatı oyun ve eğlence olanın, geleceği de oyuncak olmaktır.
-
Ledün ilmi, varlıkların fıtratına ve geleceğine vâkıf olma ilmidir.
-
Bildiğin değil, kendini ne ve nasıl hissettiğinsin.
-
AŞKIN ALLÂH’a değilse, beşeriyetinde hapis kalmaya mahkûmsun demektir.
-
Hırs ve rıza aynı kalpte bulunmaz. Hırs bitmeden rıza yaşanmaz.
-
Hakikat ilmini HİSSETMEDEN bilmekle yetinen, MEKRE uğramıştır.
-
Allâh’ım sana sığınırım, kilitlenmiş beyinle yaşamaktan, biliyorum zaten deyip yenilere kapalı kalmaktan; sürekli aynı şeyleri konuşup kendimi tatmin etmekten! Allâh’ım beynimdeki kilitleri çöz, yakîne erdirecek ilmi ve fiilleri bana kolaylaştır.
-
Dedikodu yapmayalım. Gıybet hiç yapmayalım. Neden? Ebrara göre günah. Mukarrebe göre şirk! Allâh şirkten münezzehtir. Allâh kulunda şirk olmaz. Öyle ise?
-
Beklentiler benliğin seslenişidir. Allâh kullarını dilediği gibi yaratır ve seyreder. (Eş Şehîd)
-
Rahman, erkekten; Rahiym kadından yüz göstermiştir. Kadının yaratıcılığı Rahiymin kudretidir.
-
İnsan ilmini yaşar, ilminin penceresinden seyreder. İnsansı ilmi ezberler dedikodusuyla tatmin olur; seyrederken de yanar!
-
İnsanların mertebe verip veli sandıkları kişilerin neredeyse tamamı ebrardır, gerçekte mukarreb velilerden hiç haberleri yoktur.
-
Yaşamın imanının aynasıdır! İmanın yaşamın kadardır. Gününün ne kadarında imanına göre yaşıyorsun?
-
Söyleyene değil söyletene bak, demişler. Ne büyük söz!!! Âyette ‘Şehâdet eder Allâh’ diyor. Minareden, ‘eşhedü şahidimki’ diyor. ‘Allâh Ekberdir’ diyor, Biz de söyleten peşindeyiz söyleyen ötesinde.
-
Camiler mi Allâh’ın evi? Secde mahâlleri mi Allâh’ın evi? Secde bedene mi aittir kalbe mi? Şuurunda secde etmemiş olanın bedenindeki secde olur mu? Secde şuura aitse Allâh’ın evi neresi olur, beton taş binalar mı, müminin kalbi mi? Eve köpek sokmayın ne anlatır?
-
Allâh Güzel’dir, Güzel’i sever! (İnnallâhe Cemiylün yuhibbul Cemal) hadis. “Güzel”, kimdir nedir? Cemâle âşığım!
-
“Allâh ismiyle işaret edilenin âlemlerdeki tedbirâtı âlem sûretlerincedir” demişler. Ne demek istemişler ki?
-
Bildiklerimin değil, düşüncelerimin, bakış açımın ve ortaya koyduklarımın sonucunu yaşıyorum. Allâh’ım bildiklerimin yaşamını kolaylaştır.