VE LÂ HAVLE VE LÂ KUVVETE İLLÂ BİLLÂHİL ALİYYİL AZİYM: (Tüm Efâldeki) Havl (devinim, hareket, dönüşüm, tespih hâli) ve (bunu gerçekleştiren) Kuvvet, Alîy (üstün gelinemez yüce; dilediğinden gayrı zannını kahreden) ve Aziym (azametinin önüne geçilemeyen) Bi-Allâh iledir!

Bilgi:

Bu tespihe devam etmenin ecri sevabını şöyle anlatıyor Hazreti Rasûlullâh (s.a.v.):

“Bu şekilde zikir yapmam, üzerine Güneş’in doğduğu bütün yerlerden, Dünya ve içindeki her şeyden daha sevgilidir.”

Bu tespih ayrıca namazda da yapılır ki, “TESPİH NAMAZI” denir.

 

لآَاِلٰهَ اِلَّاﷲُ وَحْدَهُ لَا شَرِيكَ لَهُ، لَهُ الْمُلْكُ وَ لَهُ الْحَمْدُ وَ هُوَ عَلَى كُلِّ شَيْءٍ قَدِيرٌ

 “Lâ ilâhe illAllâhu vahdeHÛ lâ şeriyke leh... Lehul’Mülkü ve lehul’Hamdu ve Huve ‘alâ külli şey’in Kadiyr”

Anlamı:

İlâh-tanrı (gayrı vücud) yok; ortağı olması mümkün olmayan Bir Tek ‘Allâh’ ismiyle işaret edilen!... Mülk de “O”nundur, Hamd da “O”nundur... “HÛ”, her şeye Kaadir’dir.

Bilgi:

Ebu Ayyâş ez Zurakî (r.a.) naklediyor…

Rasûlullâh (s.a.v.) şöyle buyurdu:

— Kim sabahleyin “Lâ ilâhe illâllâhu vahdehu lâ şerike leh, lehül mülkü ve lehül hamdü ve hüve alâ külli şeyin kadiyr” derse; o kimse için İsmail AleyhisSelâm’ın evladından bir köle azât etmiş kadar sevap alır... O kimsenin on hatası silinir, on derece terfi eder ve o gün akşama kadar o kimse şeytandan korunmuş olur!..

— Akşamleyin de bu zikri okuyunca, ertesi günün sabahına kadar anılan şeylerin bir mislini kazanır!..

 

لآَاِلٰهَ اِلَّاﷲُ وَحْدَهُ لَا شَرِيكَ لَهُ، لَهُ الْمُلْكُ وَ لَهُ الْحَمْدُ يُحْيِ وَ يُمِيتُ وَ هُوَ حَيٌّ لَا يَمُوتُ أَبَدًا بِيَدِهِ الْخَيْرُ وَ هُوَ عَلَى كُلِّ شَيْءٍ قَدِيرٌ

 “Lâ ilâhe illAllâhu vahdeHÛ lâ şeriyke leh... Lehul’Mülkü ve lehul’Hamdu, yuhyiy ve yumiytu, ve HUve Hayyun lâ yemûtu, ebeden BiyediHİL hayr, ve HUve ‘alâ külli şey’in Kadiyr”

Anlamı:

İlâh-tanrı (gayrı vücud) yok; ortağı olması mümkün olmayan Bir Tek ‘Allâh’ ismiyle işaret edilen!... Mülk de “O”nundur, Hamd da “O”nundur... (O) İhya eder (ilmiyle hayat bahşeder) ve ölümü tattırır; “O” ölmeyen Hayy’dır... Ebeden hayır “HÛ”nun elinde (kudretinde)dir... “HÛ”, her şeye Kaadir’dir.

Bilgi:

“Kim bu şekilde Allâh’ı tespih ederse ve bunu sırf Allâh’ı böyle bildiği için derse, Allâh onu Naîm cennetine koyar” buyuruluyor Rasûlulâh (s.a.v.) tarafından.

Dikkat edilirse, diğer hadislerde tespihlerle ilgili olarak belli bir sevap ve günah silinmesinden söz edilirken, burada direkt olarak cennete girme müjdesi veriliyor… Öyle ise bu ifadenin mânâsını iyi anlamak gerekecek demektir…

Yazalım anlamını:

“Tanrı yoktur Allâh TEK’tir ortağı yoktur, mülk ve hamd O’na aittir, diriltir ve öldürür, kendisi ölüm kavramından uzak sonsuz diridir, ebeden hayr O’nun kudretindedir ve her şeye gücü yeter.”

 

سُبْحَانَ ﷲِ وَبِحَمْدِهِ سُبْحَانَ ﷲِ الْعَظِيمِ أَسْتَغْفِرُﷲَ وَ أَتُوبُ إِلَيْهِ

 “SubhanAllâhi ve BiHamdihi, SubhanAllâhil’Azıym, estağfirullâhe ve etûbu ileyh.”

Anlamı:

Allâh, Hamdıyla Subhan’dır (Allâh’ı, O’nun hamdıyla tespih-tenzih ederim)... Aziym olan Allâh SUBHAN’dır (azamet sahibi Allâh’ı tespih-tenzih ederim)!.. Allâh’tan mağfiret (bağışlanma; beşeriyetin örtülmesini) dilerim... Tevbem (dönüşüm) “HÛ”yadır.

Bilgi:

İbn Abbâs (r.a.), Rasûlullâh (s.a.v.)’in şöyle buyurduğunu bildirmiştir:

“Kim ‘SubhanAllâhi ve BiHamdihi, SubhanAllâhil’Azıym, estağfirullâhe ve etûbu ileyh’ derse, bu hemen amel defterine yazılır ve arşa bağlanır... Kıyamet gününde bu tespihi eden, huzurullâha çıkana kadar bu okuduğu mühürlü olarak kalır... Onun işlemiş olduğu hiçbir suç ve günah bu duasının sevabını yok edemez.”

Bilindiği üzere, yapılan suçlar, kişinin sevaplarını götürmektedir, ancak, bu tespih, kişinin yaptığı günahlarla silinmemektedir... Bunun üzerinde durup, iyi anlamak lazım.

 

لَكَ الْحَمْدُ كَمَا يَنْبَغِى لِجَلاَلِ وَجْهِكَ وَلِعَظِيمِ سُلْطَانِكَ

 “LeKEl’HAMDu kemâ yenbeğiy liCelâli vechiKE ve li’Azıym’i sultâniKE”

Anlamı:

“Vechin Celâli, sultanlığının azameti gerektirdiği gibi Hamd sana mahsustur.”

Bilgi:

İbn Ömer (r.a.) naklediyor, Rasûlullâh (s.a.v.)’den:

Allâhu Teâlâ’nın kullarından biri:

— Yâ Rabbi, Vechi Celâlinin ve saltanatı azametinin gerektirdiği biçimde hamd sana aittir, dedi...

Bu sözlerin ecrinin nasıl yazılabileceğini yazıcı melekler bilemediler... Hemen semâya çıkıp;

—Ey Rabbimiz, kulun bir söz söyledi, ne yazacağımızı bilemiyoruz, dediler...

Allâh, ne dediğini bildiği hâlde, meleklere sordu:

— Kulum ne dedi?

Melekler:

— Yâ Rabbi, kulun, “Rabbena lekel hamdu kemâ yenbağiy licelâli vechike ve liazıymi sultânik” dedi!..

Bunun üzerine Allâh meleklere şöyle buyurdu:

“Onu, kulum benimle karşılaşıncaya kadar, dediği şekilde yazınız. Onun mükâfatını ben veririm...”

Bir başka hâdîs-î şerîf’ten öğrendiğimize göre, Hazreti Rasûl AleyhisSelâm, bu tespihi namazlarda, rükûdan kalkınca ayakta okuyor ve sonra secdeye gidiyormuş…

Biz çok uzun yıllardır Allâh’ın lütfu inayeti ile buna riayet etmeye çalışıyoruz Elhamdülillâh... Dostlara da tavsiyemiz olur... Rükûdan kalkınca, ayakta iken okumalarını her namazda!..

57 / 85

Bunlar da İlginizi Çekebilir

Bu Kitabı İndirebilirsiniz!