Rasûlü Ekrem ashabıyla beraber oturuyordu ki Amr huzura girdi ve bazı şeyler konuştuktan sonra:
− Yâ RasûlAllâh, ashabınız içinde sizin en çok sevdiğiniz kimdir?..
Başkalarının hatırı kalmaması için Rasûlü Ekrem şu cevap ile konuyu geçiştirmek istedi...
− Aişe’dir!..
Ancak Amr bu konuda gerçeği öğrenmek hususunda ısrarlı idi... Tekrar sordu sorusunu başka bir yönden:
− Erkeklerin içinde en çok sevdiğin kimdir yâ RasûlAllâh?..
Artık gerçeği söylemek zorunda kalmıştı Efendimiz AleyhisSelâm:
− Aişe’nin babasıdır!.. Ebu Bekir’dir!..
Hudeybiye antlaşmasının ertesi senesi, Hayber isimli Yahudilerin elindeki kale halkına İslâmiyet anlatılmak üzere sefer düzenlendi…
Hz. Ebu Bekir es Sıddîk, bu defa da gene Rasûlü Ekrem’in yanında bulunuyordu...
Kale civarına gelindiği zaman yahudiler, müslümanların içeri girmelerine izin vermediler... Savaşmaktan başka çare kalmamıştı...
Kaleyi fethetme görevi Hz. Âli’ye verilmişti...
Yahudilerin ele geçmez dedikleri güçlü kale, bir avuç imanlı müslümanın verdiği yiğitçe mücadele karşısında düşüvermişti!..
Cengâver Hz. Âli, gösterdiği büyük başarı ile “Hayber Fatihi” olmuştu!..
Hayber savaşından sonra, Hz. Ebu Bekir es Sıddîk’ın kumandasındaki bir ordu, Beni Kilab üzerine sefer yaparak, onlara hadlerini bildirdi…
Hz. Sıddîk’ın kumandanlığını yaptığı bu ordu, Beni Feraze’yi de yola getirdi...
Artık sıra Mekke’nin fethine gelmişti...