Ahzâb Sûresi: 45-56

AÇIKLAMA:

 

Ahzâb Sûresi: 45-56 âyet grubu, sûre’nin başlangıcı ve temâsı –EnNebi- ile bütünleşen bir şekilde Hz. Rasûlullâh (a.s)’a nikâhı helâl olanlar (50); Hz. Rasûlullâh (a.s)’ın eşlerine hicâb (53) ve istisnâsı (55) hükmü vb hakkında nâzil olmuştur!..

56.âyet ile ilgili rivayet:

Muhakkak ki Allâh ve melekleri, En-Nebi (işlevi hakikatinden vahyolunan muhteşem beyin’e {ettehiyyât’taki En-Nebi?})’ye salât eder... Ey iman edenler, siz de O’na (kaynak tecelliye) salât edin (yönelin) ve teslimiyet ile selâm verin (İslâm’ı yaşatın)!”(Ahzâb: 56) âyeti, sahabe’nin “Yâ RasûlAllâh, sana selâm’ı bildik; peki sana nasıl salât edeceğiz?” diye sorması üzerine nâzil olmuş; ki, bu rivayet, âyetin sebeb-i nüzûlü demektir!..

Diğer rivayette ise bu âyet nâzil olunca sahabe aynı soruyu sorar!.. Bunun üzerine Hz. Rasûlullâh (a.s), salât (namaz)larda okuduğumuz SALLİ-BÂRİK salavâtlarını öğretir!.. 

“Allâhümme salli alâ Muhammedin ve alâ âli Muhammedin kemâ salleyte alâ İbrahîme ve alâ âli İbrahîm; inneKE Hamiydun Meciyd... Ve barik alâ Muhammedin ve alâ âli Muhammedin kemâ barekte alâ İbrahîme ve alâ âli İbrahîm; inneKE Hamiydun Meciyd.”

 

45-) Ya eyyühenNebiyyü inna erselnake şahiden ve mübeşşiren ve neziyra;

Ey Nebi... Muhakkak ki biz seni bir şahit, bir müjdeci ve bir uyarıcı olarak irsâl ettik;

46-) Ve da’ıyen ilAllâhi Biiznihi ve siracen müniyra;

Allâh’a (Hakikatine) O’nun izniyle çağıran ve nûr saçan bir ışık kaynağı olarak!

47-) Ve beşşiril mu’miniyne Bi enne lehüm minAllâhi fadlen kebiyra;

İman edenlere, muhakkak ki onlar için Allâh’tan büyük bir lütuf - ihsan olduğunu müjdele!

48-) Ve lâ tutı’ıl kafiriyne vel münafikıyne ve da’ ezâhüm ve tevekkel alAllâh* ve kefa Billâhi Vekiyla;

Hakikat bilgisini inkâr edenlere de, münafıklara da uyma! Onların eziyetlerine aldırma! Allâh’a tevekkül et! Esmâ’sıyla hakikatin Allâh, Vekiyl olarak yeterlidir!

49-) Ya eyyühelleziyne amenû izâ nekahtümül mu’minati sümme tallaktümuhünne min kabli en temessuhünne fema leküm aleyhinne min ıddetin ta’tedduneha* femetti’uhünne ve serrihuhünne serahan cemiyla;

Ey iman edenler! İman etmiş kadınları nikâhlayıp sonra kendilerine dokunmadan önce onları boşarsanız, sizin için onlar aleyhine, sizin belirleyeceğiniz bir iddet (yeniden evlenmelerine mâni bir süreç) hakkınız yoktur... Derhâl mut’alarını verin (mal - para verin) ve kendilerini kolaylıkla serbest bırakın.

50-) Ya eyyühen Nebiyyü inna ahlelna leke ezvacekellatiy ateyte ücurehünne ve ma meleket yemiynüke mimma efaAllâhu aleyke ve benati ammike ve benati ammatike ve benati halike ve benati hâlâtikellatiy hacerne meake, vemraten mu’mineten in vehebet nefseha linNebiyyi in eraden Nebiyyü en yestenkihahâ* halisaten leke min dunil mu’miniyn* kad alimna ma feradna aleyhim fiy ezvacihim ve ma meleket eymanühüm likeyla yekûne aleyke harec* ve kânAllâhu Ğafûran Rahıyma;

Ey Nebi! Muhakkak ki biz sana mehrlerini verdiğin eşlerini, Allâh’ın sana ganimet olarak verdiklerinden sağ elinin mâlik olduklarını (cariyeleri) ve seninle beraber hicret eden; amcanın kızlarını, halalarının kızlarını, dayının kızlarını ve teyzelerinin kızlarını; bir de eğer kendini O Nebi’ye hibe etmiş, O Nebi de onunla evlenmeyi dilemiş ise, iman etmiş bir kadını, diğer iman etmişler dışında sana özel olarak helal kıldık... Onlara eşleri ve cariyeleri hakkında neyi farz ettiğimizi mutlaka biliyoruz... Sana, bir vebal düşüncesi olmasın diye (bu hükümleri açıkladık)... Allâh Ğafûr’dur, Rahıym’dir.

51-) Türciy men teşaü minhünne ve tü’viy ileyke men teşa’* ve menibteğayte mimmen ‘azelte fela cünâha aleyk* zâlike edna en tekarre a’yünühünne ve lâ yahzenne ve yerdayne Bima ateytehünne küllühünn* vAllâhu ya’lemu ma fiy kulubiküm* ve kânAllâhu ‘Aliymen Haliyma;

Onlardan dilediğini geriye bırakırsın, dilediğini de yanına alırsın... Uzlet ettiğin (sırasını geri bıraktığın hanımlardan) kimi (tekrar yanına almak) istersen, sana bir vebal yoktur... Bu, onların gözlerinin aydın olmasına, mahzun olmamalarına ve kendilerine verdiğin ile hepsinin razı olmalarına en uygundur... Allâh kalplerinizde olanı bilir... Allâh Aliym’dir, Haliym’dir.

52-) Lâ yehıllu leken nisaü min ba’dü ve lâ en tebeddele Bihinne min ezvacin velev a’cebeke husnühünne illâ ma meleket yemiynük* ve kânAllâhu alâ külli şey’in Rakıyba;

Bundan sonra (başka) kadınlar sana helal olmaz... Güzellikleri hoşuna gitse bile bunları başka eşlerle değiştirmek (olmaz)! Cariyelerin hariç... Allâh her şey üzerine Rakıyb’dır.

53-) Ya eyyühelleziyne amenû lâ tedhulu buyuten Nebiyyi illâ en yü’zene leküm ila ta’amin ğayre nazıriyne inahü, ve lâkin izâ du’ıytüm fedhulu feizâ ta’ımtüm fenteşiru ve lâ müste’nisiyne li hadiys* inne zâliküm kâne yü’zin Nebiyye feyestahyiy minküm vAllâhu lâ yestahyiy minel Hakk* ve izâ seeltümuhünne meta’an fes’eluhünne min verai hıcab* zâliküm atheru likulubiküm ve kulubihinn* ve ma kâne leküm en tü’zû RasûlAllâhi ve lâ en tenkihu ezvacehu min ba’dihi ebeda* inne zâliküm kâne ‘indAllâhi ‘azıyma;

Ey iman edenler... O Nebi’nin evlerine, sizin için bir yemeğe izin verilmeniz dışında, girmeyin... (Bu da) onun (yemeğin pişme)vaktini beklemeksizin - gözlemeksizin (olsun)... Fakat davet olunduğunuzda girin... Yemek yedikten sonra da (ev halkı veya birbirinizle) lakırdıya dalmaksızın dağılın! Muhakkak ki bu (davranışınız - laubaliliğiniz), O Nebi’ye eziyet veriyor, fakat O sizden çekiniyor (bir şey diyemiyor kırmamak için)! Allâh, Hakk’ı açığa vurmaktan çekinmez! Onlardan (Nebi’nin eşlerinden) bir şey istediğinizde, onlardan perde arkasından isteyin... İşte bu, sizin kalpleriniz için de onların kalpleri için de daha temizdir... Sizin Rasûlullâh’a eziyet vermeniz de, O’ndan sonra O’nun eşlerini nikâhlamanız da ebeden olacak bir şey değildir... Muhakkak ki bu, Allâh indînde azîmdir.

54-) İn tübdu şey’en ev tuhfuhü feinnAllâhe kâne Bi külli şey’in ‘Aliyma;

Bir şeyi açığa vursanız da gizleseniz de, Allâh kesinlikle her şeyi (yaratanı olarak) Aliym’dir.

55-) Lâ cünâha aleyhinne fiy abaihinne ve lâ ebnaihinne ve lâ ıhvanihinne ve lâ ebnai ıhvanihinne ve lâ ebnai ehavatihinne ve lâ nisaihinne ve lâ ma meleket eymanühünne* vettekıynAllâh* innAllâhe kâne alâ külli şey’in Şehiyda;

Onlara; babaları, oğulları, erkek kardeşleri, erkek kardeşlerinin oğulları, kız kardeşlerinin oğulları, diğer iman eden kadınlar ve köleleri hakkında hicapsız görünme hususunda bir vebal yoktur... Allâh’tan korunun... Muhakkak ki Allâh her şey üzerine şahittir!

56-) İnnAllâhe ve MelâiketeHU yusallûne alen Nebiyy* yâ eyyühelleziyne âmenû sallû aleyhi ve sellimû tesliymâ;

Muhakkak ki Allâh ve melekleri, Nebi’ye salât eder... Ey iman edenler, siz de O’na salât (yönelin) edin ve teslimiyet ile selâm verin!

148 / 188

Bunlar da İlginizi Çekebilir

Bu Kitabı İndirebilirsiniz!