-71- 

Zekâ; fikirlerle uğraşırken, akıl; sistemli düşünceye yönelir!

Zekâ; fikirler arasında çelişkilerden kurtulamazken, akıl; tefekkür okyanusuna açılır kapasitesi ve ilmi nispetinde!

İnsan, evrenselliğe özünden gelen evrensellik boyutundan açılabilir; dışarıdan bedensellikten değil!

Özündeki sonsuz ve sınırsızlığı hissedemeyen madde batağında boğulur!

Ne bedbahttır ki, parası ya da bedeni yüzünden madde batağında kaybeder sonsuz geleceğini!..

Ne mutludur ki, parası veya bedensel çıkarları onu maddede kayıtlamamıştır; o bütün bunlar yüzünden sınırsızlığa ulaşmaktan geri kalmamıştır.

 

 -72-

 “ALLÂH” adıyla işaret edilenin Müriyd isminin işaret ettiği “İrade” sıfatıyla üretilir tüm üretilmiş olanlar.

Üretme, gerçekte, Esmâ boyutu seyridir. Efâl boyutu, beyindeki varsayımdır; beynin yapısı dolayısı ile hissedilen!

Beyin dahi, Esmâ terkibi sonucu var kabul edilendir!

Gerçekte tüm olup bitenler, Esmâ mertebesinde olup bitmektedir!

Gerçekte, Efâl boyutu yoktur; Esmâ mertebesinde yaşayana göre!

Birkaç gündür, New York’ta 60 küsuruncu kattan Manhattan seyredilince, insanın aklına bu tür şeyler geliyor işte! 

 

-73- 

Yaşamda, tüm varlıkta, her birimde yaygın olan duygu; sevgi ve sevdiğine sahip olma ve onunla “bütünleşme” anlamında “BİR”leşmedir!

BİR”leşmeninin farkında olmayanların yaptıkları ise çiftleşme diye adlandırılır.

Birimler arasındaki manyetik çekim gücü sevginin mekanizmasından başka bir şey değildir; isim, farklı olsa da...

Yaşam sevgi üzerine kurulmuşken, bunu yaşayamayanlar, hayallerindeki bir tanrıyla meşgûldürler...

“Zâhir” olanı bırakıp, ötede sevecek aramak ancak gaflettir!

Neyi seversen sev, gerçekte yanlızca “HÛ”yu sevmektesin ve zaten yalnızca “O”nu sevmek için varsın!..

Sevgi yaşantısı cennettir; sevgisizlik ise cehennemin bir türü!

 

 -74-

 “HÛ” her an yeni bir “şe’n”de iken...

Hâlâ, beynimizde kum saatiyle dolaşmak niye?

Beynindeki kum saatiyle, 2000’e girenler; ne zaman, iman ettiklerini hep tekrarladıkları ALLÂH”ın, her an yeni bir Zâhir oluşta olduğunu kavrayacaklar?

Ne zaman, dünde yaşamaktan ve dünde yaşayan ve yaşananların tekrarını beklemekten vazgeçip; an içre olanı fark edecekler?

HÛ her an yeni bir şe’ndedir; biz, bunun ne demek olduğunu anlayamasak da!.. 

 

 -75-

Kollarınızı iki yana açınız ve sağ ile solun iki ucunu düşününüz, ne kadar uzaklar birbirlerine...

Sonra hatırlayınız, aynı bedende olduklarını ve TEK BİR beyinden yönetildiklerini... Biri başınızı kaşırken diğeri topuğunuzla meşgûl!

Öyle ise niye kınamak sol eli?

Eller kendi başlarına mı hareket ediyorlar? Yok mu kendilerine kumanda eden bir beyin?

Değer yargılarımızı yeniden gözden geçirsek nasıl olur acaba?..

17 / 33

Bunlar da İlginizi Çekebilir

Bu Kitabı İndirebilirsiniz!