Fakat daha evvel Ebu Talib’in mektubunu almış bulunan Necaşi bu isteğe oldukça kızmıştı... Sert bir şekilde cevap verdi: 

Hayır!.. Asla!.. Çaresizlik içinde bana sığınmış, topraklarıma konmuş bir grubu asla sizlere teslim edemem! Ancak onları buraya çağırtır ve üzerlerinde bir hakkınız olup olmadığını araştırırım... Eğer böyle bir şey var ise, onları geri götürmenize müsaade ederim... Fakat öyle bir şey söz konusu değilse, katiyen size izin vermem... Bunu böyle bilesiniz! 

Ve derhâl Mekke’den gelen müslümanlara haber gönderilerek huzura gelmeleri istendi... Müslümanlar bu daveti işitince oldukça heyecana düştüler. Şimdi ne yapacak, ne diyeceklerdi?.. Fakat onlar daha fazla düşünmeden Hazreti Cafer söze karıştı... 

Necaşi’nin bu görüşme arzusu üzerine Habeşistan’a göç eden Mekkeli müslümanların sözcülüğünü Hazreti Cafer (r.a.) aldı... 

Müslüman muhacirler Necaşi’nin sarayına geldikleri zaman, bütün rahipler Necaşi’nin çevresinde yer almışlar, mukaddes kitaplarını açmışlar, bu yeni din ehlinin diyeceklerini dinlemeye hazır vaziyette bekliyorlardı... 

Hazreti Cafer, Necaşi’nin huzuruna girdi ve selâm verdi... Ancak onların usulü gereğince Necaşi’nin önünde secde etmedi... Bunun üzerine Necaşi’nin adamları onu itelediler ve sordular: 

Sen nasıl Necaşi’nin huzurunda secde etmezsin?.. 

Hazreti Cafer cevap verdi: 

− Biz, ancak Allâh’a secde ederiz! 

Sordular: 

Niye?.. 

Tekrar cevap verdi: 

− Allâh’ın bize göndermiş olduğu Rasûl, bize sadece Allâh’a secde etmemizi; O’ndan gayrına katiyen secde etmememizi emretti de ondan! 

O sırada orada bulunan Mekkeli müşriklerden Amr ve arkadaşı hemen söze karıştılar... 

Biz size bunların sapıklığını anlatmamış mıydık! İşte görüyorsunuz ya, Necaşi’nize bile secde etmiyorlar... 

Bundan sonra Necaşi, gelen müslümanlar ile konuşmaya başladı: 

Ey Mekkeli muhacirler topluluğu, şimdi bana anlatınız bakalım... Ülkeme niçin geldiniz?.. Vaziyetiniz nedir?.. Tüccar olmadığınıza ve benden de bir şey istemediğinize göre burada ne yaparsınız?.. Sizin Rasûlünüz olduğu söylenen kimse hakkında bana bilgi veriniz bakalım?.. Ne yapar?.. Ne emreder?.. Şu, memleketinizden gelen ve sizlerin iadesini isteyen kişiler gibi selâmı siz niye vermezsiniz?.. Şimdi sizden bu suallerime cevap bekliyorum! 

Bu sualler karşısında Hazreti Cafer bir an bile duraklamadan cevap Verdi. Hem de konuşmaya bambaşka bir zaviyeden devam ederek: 

Ey Necaşi! Şimdi senin huzurunda, şu bizim iademizi isteyen iki Mekkeliye üç sual soracağım... Eğer benim sorduğum suallere verecekleri cevaplara göre bizim haksız olduğumuzu görürsen, bize dilediğin gibi muamele et! İllâ velâkin bizim haklı olduğumuzu görürsen; dileriz ki senden, bu adamların sözlerini hiç kâle alma... Şimdi soracağım suallere içlerinden birisi cevap versin! 

Amr bin As atıldı: 

Suallerine ben cevap vereceğim! 

Bunun üzerine Hazreti Cafer, Necaşi’ye hitap etti: 

Ey Necaşi, sor bakalım şu adama… Biz yakalanıp Efendilerine iade edilmesi gereken köleler miyiz?.. 

Necaşi sordu Amr’a: 

Onlar köle midirler?.. 

Amr cevap verdi: 

Hayır, onlar şerefli, hür kişilerdir!.. 

Bunun üzerine Hazreti Cafer ikinci sualini sordurdu Necaşi’ye... 

Ey Necaşi, sor bakalım ona… Biz, haksız yere bir kimsenin kanını mı döktük ki, o kanı dökülenin ailesine iade edilelim?

Necaşi gene sordu Amr’a: 

Bunlar haksız yere birinin kanını mı döktüler?.. 

Amr cevap verdi: 

Hayır! Kimsenin bir damla bile kanını akıtmadılar! 

Bunun üzerine Hazreti Cafer üçüncü sualini sordu: 

Ey Necaşi, son defa olarak sorarız şu adama… Halkın mallarından haksız yere aldığımız ve ödemekle mükellef olduğumuz birtakım mallar var mıdır üzerimizde?.. 

Necaşi, Ebu Talib’in de gönderdiği mektup tesiri altında, iyice inanmıştı müslümanların suçsuzluğuna... Hazreti Cafer’in sualine ilave ederek sordu: 

Yâ Amr, şu adamların haksız yere aldıkları ve ödemek zorunda bulundukları bir kantar altın dahi olsa, söyle bana?.. Onları ben ödeyeceğim sizlere?.. 

Amr bu defa da cevap verdi: 

Hayır, bir kırat bile borçları yok kimseye! 

Bu defa Necaşi Mekkeli müslümanlardan yana konuştu: 

Peki o hâlde bu kişilerden sizin ne alıp veremediğiniz var?.. 

Amr sanki müslümanlar bir şey borçlu imişcesine konuştu: 

Eskiden biz onlarla aynı dinin müntesibi, aynı işleri yapan kişiler idik... Şimdi ise, bizim dinimizi terk edip yeni bir dine girdiler! Biz o yüzden kendilerini cezalandırmak isteriz! 

Hazreti Cafer kendini tutamayıp cevabı yapıştırdı: 

Siz insanları, düşünce ve inançlarından dolayı kınar, kimseye zarar vermeksizin, düşünce ve inançlarının gereğini yapmak istemelerinden dolayı mı cezalandırmak istersiniz?.. Yazıklar olsun sizin gibi cahil ve bâtıla saplanmış kişilere, ki sadece kendi inançlarının gereğini yapmak ve inandığı gibi yaşamak isteyen kimseleri suçlar ve cezalandırmak istersiniz! 

Hazreti Cafer’in bu patlayışından sonra Necaşi sordu: 

Peki, siz sâlik olduğunuz şeyi ne diye terk edip, başka bir dine uydunuz?.. Bu yeni dinde nedir? Ne kavminiz, ne biz ve ne de başka bir kavim bu din üzere olmadığına göre, nasıl bir dindir bu yeni din?.. 

Bunun üzerine Hazreti Cafer yeni dini anlatmaya başladı: 

Ey Necaşi! Biz öylesine cahil bir millettik ki; putlara tapar, türlü kötülükler yapar, kadın erkek bilmez bir hayat yaşardık! Günümüz içki ve kumar ve şehvet âlemleri içinde geçerdi! Söz daima kuvvetlinindi; zayıfın yaşama hakkı yoktu!..

Bu hâl, Allâh bize; soyunu-sopunu, doğruluk derecesini, iffet ve nezaketini çok iyi bildiğimiz, EMİN lâkabıyla çağırdığımız bir şahsı Rasûl olarak gönderene kadar devam edip durdu... Bu Rasûl bizi, Allâh’ın Ahadiyetine inanmaya, O’na ibadet etmeye, bizim ve atalarımızın tapınageldiğimiz putları ve taşları bırakmaya davet etti... 

Daima doğru konuşmayı, emanete hıyanet etmemeyi, akrabalık haklarını gözetmeyi, komşuların hakkına riayet etmeyi, günahlardan ve kan dökmekten kaçınmayı, her türlü ahlâksızlıktan uzak durmayı emretti... 

Allâh’a hiçbir şeyi ortak koşmaksızın ibadet etmeyi; güç ve kuvvetin sadece Allâh’a ait olduğunu, her ne olursa Allâh’ın emriyle olduğunu, yerleri ve semâları Allâh’ın yarattığını bildirdi; Ona namaz kılmamızı, zekât vermemizi emretti..! 

 
54 / 58

Bunlar da İlginizi Çekebilir

Bu Kitabı İndirebilirsiniz!