De ki: “Sığınırım Nâs’ın Rabbine,”

“Nâs’ın Meliki’ne,”

 “Nâs’ın İlâhı’na,”

“El Vesvas’il Hannas’ın (sinip sinip geri dönen, insanı bedenselliğe düşüren vesvese kuvvesi) şerrinden.”

“O ki, insanların içlerinde vesvese üretir.”

Cinlerden ve insanlardan!” (114.Nâs Sûresi)

***

Onlar için karînler (şeytanî fikirliler {cin veya ins}) hazırladık ki; (bu yakın arkadaşlar) yapmakta olduklarını ve yapmayı hayal ettikleri arzularını onlara süslü gösterdiler! Cin ve insten, onlardan önce gelip - geçmiş ümmetler hakkındaki hükmü, bunlar aleyhine de hak oldu... Muhakkak ki onlar hüsrana uğrayanlardı! (41.Fussilet: 25)

***

Eğer dileseydik, her benliğe kendi hakikatini elbette fark ettirirdik! Ne var ki benden: “Cinlerden ve insanlardan oluşan toplulukla cehennemi elbette dolduracağım” sözü hak olmuştur.(32.Secde: 13)

***

Ben cini ve insi yalnızca(Esmâ özelliklerimi açığa çıkarmak suretiyle) kulluk etmeleri için yarattım! (51.Zariyat: 56)

***

Cann’ı da daha önce semum ateşten (gözeneklerden geçen, zehirleyici ateşten; ışınsal bedenle, cehennemdeki ateş, semum kelimesiyle tanımlanmıştır. A.H.) yarattık. (15.Hicr: 27)

***

Cann’ı (cin sınıfını - görünmez varlıkları) da dumansız ateşten (radyasyon - ışınsal enerji - elektromanyetik dalga bedenli) yarattı. (55.Rahmân: 15)

***

Ey cin ve ins topluluğu! Semâlar ve arzın aktarından (bedenlerinizin çekim gücünden) çıkıp gitmeye gücünüz yeterse, hadi çıkın gidin (bedensiz yaşayın)! Kudretiniz olmadıkça (kudret sıfatı sizde açığa çıkmadıkça) geçip gidemezsiniz!

Hakikat böyle iken, Rabbinizin (varlığınızı oluşturan Esmâ özelliklerinin - şuur ve bedeninizin) nimetlerinin hangi birini sayarsınız yalan?

İkinizin de üzerine Nâr’dan alev ve duman (bilinç bulanıklığı) irsâl edilir de başarılı olamazsınız!

Hakikat böyle iken, Rabbinizin (varlığınızı oluşturan Esmâ özelliklerinin - şuur ve bedeninizin) nimetlerinin hangi birini sayarsınız yalan?

(Ölüm esnasında) semâ (benlik bilinci) parçalanarak yanık yağ rengi alıp, gül misali (hakikat müşahede edildiğinde)!

Hakikat böyle iken, Rabbinizin (varlığınızı oluşturan Esmâ özelliklerinin - şuur ve bedeninizin) nimetlerinin hangi birini sayarsınız yalan?

İşte o süreçte ne ins ne de cin türü suçundan sorulmaz (doğal olarak yaptıklarının sonuçlarını yaşamaya başlarlar)! (55.Rahmân: 33-37)

***

Şimdi de, cinlerin semâdaki durumlarına dair bilgi veren bazı âyetleri görelim...

Muhakkak ki biz, o Dünya semâsını gezegenler ile zinetlendirdik.

(Dünya semâsını) kurallara itaatten çıkan her şeytandan koruduk.

(O şeytanlar) Mele-i Âlâ’yı dinleyemezler ve her taraftan şiddetle defedilirler!

Kovularak... Onlar için daimî bir azap vardır.

Ancak bir söz kapan olursa, bu yüzden onu yakıcı bir alev takip eder. (37.Sâffât: 6-10)

***

Nihayet İbni Abbas (r.a.)’dan mervi bir malûmat da nakledip, bu mevzuya ilişkin kısaca vereceğimiz bilgiye geçelim:

“Şeytanlar, evvelleri melekî boyutlardan perdeli olmazlardı... Semâlara girer, gayba dair haberleri melâikeden işitir, bunları da falcılara, CİNCİLERE bildirirlerdi...

İsa AleyhisSelâm’ın doğumundan sonra, son üç semâya çıkmaktan men edildiler...

Muhammed AleyhisSelâm’ın doğumundan sonra ise, bütünüyle semâlara çıkmaktan engellendiler...

Ondan sonra, cinlerden hangisi bu çeşit haber almaya çalışsa, üzerine silah atılmaya başlandı...”

***

Hani biz meleklere “Secde edin Âdem’e” dedik de İblis hariç hepsi hemen secde ettiler! İblis CİN (türün)dendi...(18.Kehf: 50)

Şeytan, esas olarak, “İblis” lakabıyla bilinen “Azazil” isimli “Cin”dir.

Başlangıçta, cinlerin hocası durumunda iken, Âdem AleyhisSelâm’ın yaratılmasından sonra, işlemiş olduğu hata dolayısıyla bu vazifeden tard edilmiş, daha sonra da Allâh’a karşı gelmesi hasebiyle de lânetlenmiş, azâba düçar olanlardan kılınmıştır...

Ancak, Allâh’tan, insanlardan büyük bir kısmını kendisine uyduracağını iddia ederek kıyamete kadar izin almış; ve Allâh’ın kullarını imtihan etmesi için de insanları kandırmaya başlamıştır...

“Şeyatin” kelimesiyle çoğul olarak kullanılmasının sebebi ise, ona tâbi olan Cin topluluğudur.

Cinler için, zaman ve mekân kaydı yoktur... Her an her yerde bulunabilmekte, geçmişe dair her şeye detaylı bilgi sahibi olabilmektedirler...

Cinler, Kur’ân-ı Kerîm’de belirtildiği gibi, müslüman olanlar veya olmayanlar diye ikiye ayrılmaktadır... Keza bunlara da ulvî ve süflî diye bir ayırım da yapılmaktadır...

Bu mevzuyu inceleyen ilme “Hüddam İlmi” denilmektedir...

İnsanın ceddi, Hazreti Âdem olduğu gibi; cinlerin de ceddi Cann’dır...

Cinlerden korunma duası şudur:

Rabbi inniy messeniyeş şeytanu Bi nusbin ve azâb; Rabbi eûzü BiKE min hemezâtiş şeyâtıyn ve eûzü BiKE Rabbi en yahdurûn. Ve hıfzan min külli şeytanin mârid. (38.Sâd: 41 – 23.Mu’minûn: 97-98 – 37.Sâffât: 7)

Eskiden bu mevzuyu araştıran birçok kimse vardı... Bunlara ehli havâss denilirdi... Bu kişiler, cinlerden geçmişe ve hâle dair çeşitli malûmat alırlardı... Ancak cinlerin son derece yalancı bir yapıya sahip oldukları da hatırdan çıkarılmamalıdır... Söyledikleri arasında ancak yüzde on-on beş nispetinde doğruya rastlanabilmektedir.

Eskiden “Cin Davetleri” adı altında yapılan bu işlere, günümüzde de Spiritizma-Ruh çağırma celseleri” adı altında devam edilmektedir... Bugün çeşitli yerlerde yapılan bu celselerde gelen cinler, o kişileri “biz falanca kişinin ruhuyuz” diye aldatmakta ve onlara o kişinin hayatına dair malûmat vermektedirler...

Günümüzde cinlerin en yaygın aldatma yollarından biri, insanları “BİZ UZAYLILARIZ” diye kandırmalarıdır.

Bunun dışında pek çok kişinin kendini evliya ya da MEHDİ sanmasının ardında da, farkında olmadan cinlerin hükmü altına girmeleri yatmaktadır.

Bu mevzudaki çok daha geniş ve tafsilâtlı bilgiyi “RUH İNSAN CİN” adlı kitabımızda okurlarımıza arz ederek, bu meseleyle ilgili suallerin cevabını hem dinî, hem de günümüz ilmi açılarından cevaplandırmaktayız... Bu sebeple burada daha geniş bir şekilde mevzuya girmekten kaçınıyoruz...

Cinlerin varlığını ve yapısını ilmin son gelişmeleri ışığında ve ilmî yoldan ispatlayan bu eserimizde, ruh çağırma celselerinin, ruhlardan alınan haberlerin ve alınma şekillerinin hakikatlerini de açıklıkla belirttiğimiz üzere; okurlarımızdan temennimiz, şimdilik kendilerini katiyen bu akımlara kaptırmamalarıdır...

Ayrıca bu yolda olan tanıdıklarını da, yaptıklarının hakikaten ruh daveti olmayıp cinlerle görüşme olduğunu bildirerek ikaz etmeleridir...

15 / 72

Bunlar da İlginizi Çekebilir

Bu Kitabı İndirebilirsiniz!