Evet, bu gerçekleri görmek için, fark etmek, idrak etmek ve gereğini yaşamak için, gökten birileri mi gelmeli mutlaka?

Mehdi mi inmeli gökten uzay aracıyla; Deccal mi beklemeliyiz ordusuyla hâlâ; yoksa İsa mı gelecek de koyunların özgürlüğü savaşını verecek?..

Ne zaman mucize ve kerâmetler beklentisinden kurtulup, yaşamın gerçeklerini fark edeceğiz?..

Ne zaman, âlimin cahilden; zenginin fakirden; güçlünün güçsüzden; silahlının silahsızdan üstün olduğunu; onlara dilediklerini yaptırtabileceğini kavrayacağız?.. Kendi kendimize söylenip, kendimizi aldatmaktan ne zaman vazgeçeceğiz?..

Ağa güçlü…

Güçlü haklı!..

Çünkü güçlünün tüfengi var!..

Gerçekler bu kadar açıkken dünyada, ne zaman akıllanacağız?..

Yoksa hiç mi akıllanma umudumuz yok bundan sonra?..

Koyun!

Gelen, baktı dedi… Koyun!

Giden, baktı dedi… Koyun!

Evet, etiyle, sütüyle, derisiyle tüm verimiyle koyun!

İnsan…

Yaşamdan ibret alıp; kendisini bu gerçekler ışığında ölüm ötesi yaşama hazırlayan… Düşünen; değerlendiren, yolunu ebediyet hedefine göre çizen varlık!

“Halife” insan!..

Ne zaman varoluş hikmetinden yüz çevirirse, bu yaşamıyla davetiye çıkarmıştır sıkıntı ve azaplara.

İnsanlar ne zaman “Allâh”tan ve ebedî hayata hazırlanmaktan yüz çevirirlerse; “Allâh” onları belâlara düçar eder!

Başlarına gelen belâlar, kendi elleriyle yaptıklarının sonucudur!

Etiket müslümanlığı, bilinçli İslâm Dinini kabule dönüşmedikçe, kişiler ne dünya huzuruna erer; ne de âhiret huzuruna!

İslâm Dini’ni kabulde, kişinin önce bilinçli olması şarttır. Sonra neyi niye yapması gerektiğini anlaması…

Fetva, mazeret olmaz! Fetva, DİN’den sayılmaz! Fetva ancak istişari fikirdir!

İslâm Dini’nin geçerli olduğu ülkelerde, ferde, hiçbir konuda zorlama yapılamaz! Gerçek “laik” anlayış, “İslâm”ın prensibidir!

“İslâm Dini”ni bırakıp, insanların kısır anlayışının sonucu olan “Müslümanlık dini”ni esas alanlar; sonra da bunu eleştirmeye kalkanlar, sadece kendilerine yazık etmekte; etiketli giysileriyle, ciddiyetsiz görüntülere bürünmektedirler!

Köyde ağa olabilirsin; ama çağdaş şehirlerde seni adam yerine koymazlar!

O takdirde yapacağın tek şey kalır sonunda!..

Köyündeki uydu antenleri toplatıp; telefonları yasaklatıp, çağdaş dünya ile bağlantıları kopartıp; köyüne kapanmak!

Bugün, çıkarları dolayısıyla, seni hoş görüyormuş gibi yüzüne gülenler, yarın çıkarları bitti mi, seni çöp gibi bir yana koyarlar…

Dünya’nın efendi vatandaşları yanında saygınlığın, köy ağası olarak hiçbir zaman mümkün olamaz!

Onların standart ve yaşamlarını kabullenmedikçe, seni ancak maşa olarak kullanırlar!

Tatmin ediyorsa seni, köyünde ağalık; var devam eyle!

Bil ki, “ötekiler” seyrediyor seni!.. Bekliyorlar ellerine düşeceğin zamanı!..

Elbette bir gün senin için de denecek o musalla taşında:

“ER kişi niyetine!”

 

7.7.1999

39 / 67

Bunlar da İlginizi Çekebilir

Bu Kitabı İndirebilirsiniz!