Uyanmak

Her sabah, değişik bir rüyadan uyandığımız hâlde; acaba ne oluyor da, dünya rüyasından, beklemediğimiz bir anda uyanıvereceğimizi düşünemiyoruz?..

Uyandığımızda, didişecek birileri kalmadığını gördüğümüzde, acaba hangi şartlar altında olacağımızı düşünüyor muyuz?..

Birbirimizin imtihanı olduğumuzun farkında mıyız?..

Akıl hastalarıyla, şizofrenlerle, diktatörlerle, erken bunayanlarla, zekâ özürlülerle, kişilik sorunu olanlarla, aşağılık duygusuyla yaşayanlarla, tepeden bakanlarla, imtihan içinde olduğumuzun farkında mıyız?..

Onlar, nasıl olsa, içinde bulundukları hâllerin sonuçlarını yaşayacaklar, uykudan uyandıktan sonra! Ama ya onlara takılıp kalanlar!..

Onlar, çoğunlukla çevrelerine fitne olurlar!

Onların neler yaptıklarını, gerçeğiyle, yakın çevreleri bile çoğunlukla bilmez! Onlar, kendilerini, farklı takdim ederler; ama arka planda yakınlarının bile bilmediği, kendilerinden beklenmeyen birtakım davranışlarda bulunurlar! Bu yüzden de, en yakınları için bile, fitne olurlar!

Fitneden korunmanın yolu, ilme tâbi olmaktır!

Fitneniz, o fitne sizi etkilemez olana kadar son bulmayacaktır!..

Tek şansınız, o fitneye bağışıklık kazanmaktır… Dünya’da… Ya da kabir âleminde… Veya cehennemde!..

Eğer uyandığınızda pişman olmak istemiyorsanız, yaşam boyu sizi bırakmayacak olan fitnelere takılıp kalmayınız!

İnsanları tanımak istiyorsanız, ayaklarına basın; ama sonucuna katlanmayı da göze alın!

O zaman testi eğilecek ve içindeki dışarı akacaktır!

Olgunluk, kişinin maddi veya manevî menfaati zedelendiği zaman belli olur!

Birisi, birilerine kendini kabul ettirmek için çaba sarf etmekten geri kalmıyorsa, kendine veya ilmine güveni yok, kişilik sorunu var demektir!

Diyelim ki ben, insanların dolduruşuna göre hareket eden bir insan olarak nitelendiriliyorsam... Bunu değiştirmeye uğraşırsam, onu muhatap almış; kendimi, ona ispat çabasına girmiş olurum. Bunu diyene karşı bana düşen, “Allâh selâmet versin sana!.. O zaman sen kendi değerlerinle devam et, benimle vakit kaybetme”, demek olacaktır. Beni, değersiz bulanlar da olacaktır elbette…

Olaylar ve çevremdekiler; benim ilmimin, imtihan sorularıdır!

Çevrendekiler, aklını kullanabilenler de olabilir; yaşam boyu aklını tatile çıkartmaya karar verip, duygularıyla yaşamayı seçenler de… Bu durumda yapılması gereken, ilmi” at gözlüğü yapıp; aklınla ilmin yolunda yürümektir.

Hayatta, çevrenizdeki hiç kimseyi örnek almayın! Unutmayın ki, kul kusursuz olmaz!

İnsanlarla, ilim için arkadaşlık edin, dedikodu için değil!..

Dedikodusu olanın ilmi yoktur; bunu kesin bilin! İnsanları çekiştirenlerin, bilgisi ne kadar olursa olsun, nefis mertebesi “emmâre”dir; bunu hiç aklınızdan çıkartmayın!

İlme sarılın ve ilmin yolunda yürüyün!

Yazdığım bilgilerden yararlanarak yaşamına yön vermeyenlere; dedikodu ve çekiştirmelere devam edenlere; beni görmek de hiçbir yarar sağlamaz!.. Bedeni görmeye değil, size ulaşan ilmi görmeye çalışın! Bedensel beraberlik, dedikodulara ortaklık getirecekse, uzak durmak çok daha hayırlıdır!

İnsanların bedenine yönelen, bir gün mutlaka o bedenden kesilecek ve yalnız başına kalacaktır... İlme yönelen ise, asla mahrum kalmayacaktır!

Kişileri örnek alan, o kişinin aklına yatmayan bir davranışı dolayısıyla, bir gün mutlaka önemli bocalamalar geçirir.

Allâh Rasûlü’nün getirdiği ilmi değerlendiren ise, asla pişman olmaz; ve o ilmin yolundan hedefine ulaşır.

İlmi değerlendirmeyen ise, gaflet uykusuna ebeden devam eder…

Uyanmak, Dünya’da mümkün olabilir…

“Mâlik-el mülk, mülkünde dilediği gibi tasarruf etmededir; bunu da başıma musallat eden O’dur” diyebilirseniz… O zaman, yolda üzerinize havlayarak saldıranla uğraşmaz, Sahibi’ne seslenirsiniz!

Havl ve kuvvet Allâh’ındır! Sınanma sırasında yapılacak iş, Mülkün sahibine yönelmektir…

42 / 67

Bunlar da İlginizi Çekebilir

Bu Kitabı İndirebilirsiniz!