26. Cüz
Casiye: 33-37, Ahkaf Sûresi, Muhammed Sûresi, Fetih Sûresi, Hucurat Sûresi, Kaf Sûresi ve Zariyat: 1-30 âyetlerinden meydana gelir...
Casiye Sûresi âyetleri:
Hamd ve Kibriya (36-37)...
Ahkaf Sûresi:
Herşeyin belirlenmiş bir eceli (insan’ın iki eceli) vardır (3)... “Rasûl”lük, bid’at (cini ve beşeri bir icad) değil “sünnet”in (Sünnetullâh’ın) ta kendisidir(9)... “İnsan” için 40 yaşın kemali ve Hz. Ebubekr esSıddık’ın fazileti (15-16)... Tertemiz enerjilerini ve potansiyelin özelliklerini dünya hayatı-fani zevkler için israf edenler (20)... Kur’ân dinlemeye (OKUyamıyorlar?) yönlendirilen cin’den bir grubun tesbitleri ve kendi toplumlarına “DAÎALLÂH (Allâh davetçisine)icabet edin” sözlerinin ibreti (29-32)... Rasûller’den ulul’azm olanların sabrı (35)...
Muhammed Sûresi:
Makam-ı Mahmud şehri (İsra: 79-80), iman yurdu (Haşr: 9) Medinei Münevvere’de nazıl olan Muhammed Sûresi için “Hz. Rasûlullâh a.s.ın kıyamet günü cennet ehline bizzat okuyacağı sûre” rivayeti vardır...
Hz. Muhammed’e inzal olan’a iman, farkı (2)... Kıyamete kadar savaş sürer (5)... “Allâh” ismiyle işaret edilenin bir tanrı olmadığını gösteren Kur’ân âyetlerinden bir âyet, “Allâh’a yardım ederseniz, size yardım eder” gerçekliği (7)... “Allâh” ismiyle işaret edilen (hakikatlerine) iman edenlerin Mevlası’dır (11)... Enam’ın yediği gibi yiyenler (12)... Temsili olarak anlatılan cennet nehirleri ve cehennem suyu (15)... Kıyamet’in veya ölümün, (insandan bağımsız) bir vak’a-olgu olarak kendisinden, onların alametleri daha önemlidir... Zira zaten ölüm geldiğinde artık yapabileceğin bir şey yok... “Ölümü tadanın kıyameti kopmuştur”(hadisi şerif)... Yani “faydasız ilimden Allâh’a sığınan” Hz. Rasûlullâh as.ın vahyi Kurân’da, bu hususta, bize gereken tüm “faydalı ilim” veriliyor, zaten! (18)... Bilinmesi emredilen “La ilahe illAllâh” hakikat ilmi (19)... Kurân’ı tedebbür (Kur’ân ile geleceklerini tedbir) etmeyenler (24)... İnsan’ın ihtiras ve cimriliği; Allâh yolunda infaka çağrılan ümmet (36-38)...
Fetih Sûresi:
Hz. Muhammed a.s.ın, iki cihanın Efendisi; dünya ve sonsuz gelecek yaşam boyutunda, “Liva’ül Hamd”ın (Hamd sancağının) gerçek sahibi olduğunu belirten; benzersiz ve karşı konulmaz zaferinin açık garantisi Feth-i Mubiyn! (1-5-?)... “Sana bi’at edenler ancak Allâh’a bi’at etmiş olur” sırrı ve Bi’aturRıdvan (razılık bi’atı, fethi kariyb sağlayan bi’at) (10, 18)... Allâh, Rasûlü’nün (RasûluHU) rüyasını Hakk olarak doğru çıkardı (27)... “Muhammed”, Rasûlullâh’tır!... Ümmet-i Muhammed’in Tevrat ve İncil’e göre nitelikleri (29)...
Hucurat Sûresi:
“Edeb” sûresi olarak nitelenmiştir (1-6)... Bağırarak çağırmak hayvan mertebesidir (4)... Hz. Rasûlullâh’ın bildirdiklerine, (vahyi olmayan) sair insanlardan gelen haberler gibi “bakalım doğru mu, yanlış mı?” muamelesi yapılamaz (6)... Sahabeye imanın sevdirilmesi nimeti (7-8)... Müminler (bir nesebten gelme gibi) kardeştirler (10)... Kötü zann-tecessüs-gıybet ardışık bataklığı (12)... İman-müslüman farkı; gerçekte iman edenlerin davranışları (14, 15)... Bir kimsenin İslâma girmesi Rasûlullâh'a bir lutuf değil, bilakis Allâh, bu hidayetle ona lutfetmiştir (minnet edip, imtiyaz beklemesinler) (17)
Kaf Sûresi:
Kaf ve Kur’ân-ı Meciyd! (cevabı olmayan kasem) (1)!.. Huruc (kozadan çıkış) (9-11)... Sonsuz ilk yaratış (15)... İçinden geçen ve ağzından çıkanın sorumlulukları (16-18)... Sekerat’ülMevt ve Nefh-i Sur (19-20)... Ruh bedendeki görme kuvvesinin keskinliği (ruh bedeni, beyin ürettiğine göre?) (22)... Cehennem, “daha var mı?” der? (30)... Cennet uzak değildir (31)... Kur’ân-ı Meciyd’de/Kaf Sûresindeki mana’da, kalb (şuur) sahibi yahut uyanık (şahid) olarak dinleyen kimse için zikra (hakikatını hatırlatıcılık) vardır (Kalb te Kur’ân da “Kaf” ile başlar?) (37)...
Zariyat Sûresi:
Dört “sistem” işlevine yemin edilip “Din”’in vaki bir realite olduğu söyleniyor? (1-6)...
Realite olan sistem gereği beynimizi çok bilinçli değerlendirmek zorundayız.... Mesela, bilinçte (veri tabanında) muhtelif, hatta çelişkili düşünce, itikat, talep, arzu ve korkuların varlığı, beyin gücünü bölücü ve asıl maksadımızdan engelleyicidir... İman’ın bir işlevi de beyin olarak bir noktaya (dışsallığa dönük mü, içselliğe dönük mü ) odaklanmaktır... Beyni “Din”lendirmek farzdır (7-14)...
“Nefs”inde mevcud olanı GÖRMEK! (21)... “İnsan”’ın rızkı da, kendisine va’dolunan da SEMA’dadır!
Kur’ân-ı Kerîm’in nesnel varlığı açısından harf-kelime-âyet-sûre-kitab inşası ve anlamı vardır; ve bu yapı her devirde aynıdır... Bu Kitab’ın (mushaf’ın) “kaç sayfa” veya okuyana bir tertip ve kolaylık için “kaç bölüm” olması; ya da yazı tekniği, insanlara bağlı bir düzenlemedir ve bu zamana bağlı bir farklılık ve gelişme gösterir...
Aslında Kur’ân, cüzlere ayrılamaz!... “Allâh” ismiyle işaret edilen hakiki tekillikte tecezzi kabul etmez!...
Nitekim Kur’ân şöyle der:
Hicr: 90-) Muktesimiyn’e (Tevrat ve İncil’i, beşeri bir bilgiymiş gibi kısım kısım edenlere) inzal ettiğimiz gibi (sana da tecezzi yapılamaz bir tekillik olan hakikat ilmini inzal ettik).
91-) Onlar ki, Kurân’ı (Hz. Muhammed a.s.a İNZAL edilen, Hakikat ve Sünnetullâh için en şanlı bilgiyi), cüzler kıldılar (cüz cüz ettiler).
Bu nedenle Hz. Rasûlullâh a.s. döneminde, inzal olduğu kadarıyla, Kur’ân-ı Hakiym’in bölümleri “Besmele” ile ayrılan “Sûre”lerdi!... Sonradan olan cüz ayrımı yoktu... “Ayet”lerden oluşan ve “Besmele” ile ayrılan 114 “Sûre” vardır Kurân’da...
Oysa cüz ayrımı “Besmele”sizdir ve en-Nebi s.a.v.in vefatından sonra olandır!...
Kur’ân sûreleri’nin bile iki çeşit tertibi vardır...
1. Nüzûl sırasına göre olan mushaf... Hz. Âli r.a.ın mushaf’ı böyleydi...
2. Bugünkü kitabî tertip... Literatürde “son arz” denilen Hz. Rasûlullâh a.s.ın son Ramazan Ayı’nda Cibriyl’e mukabele etmesinin bu sıraya göre olduğu rivayeti üzerine...
Yani Hz. Rasûlullâh a.s. hayatta iken iki kapak arasına getirilmiş bir kitap halinde mushaf yoktu... Bu ilk defa Hz. Ebubekr esSıddık r.a. hilafetinde yapılmış ve en son halini de Hz. Osman zinnureyn r.a. zamanındaki çalışma ve çoğaltma ile almıştır...
Kurân’ın hem ders ve hıfz edilmesi, hem de düzenli olarak okunması için ilk başlarda yedi bölüm olarak uygulamasını yapmışlar; haftada bir hatim indirilmesi için bir düşünce ile... Daha sonra otuz bölüme ayrılarak, özellikle Kur’ân ayı olan Ramazan aylarında “salatul kıyam= kıyam salâtı” denilen “teravih” namazlarında, hergün Kur’ân-ı Kerîm’den bir cüz miktarı okunarak hatim edilsin; veya dileyen diğer aylarda da hergün okuyarak, hiç olmazsa ayda bir, baştan sona Kurân'ı okumuş olsun diye bir maslahat gözetilmiş... Hatta daha sonra bu “cüz”ler de “hizb” (cüz’ün yarısı) ve “rub”(cüz’ün dörtte biri)ne ayrılmış, gene belli kolaylıklar için...
Kurân’ın baştan sona okunacağı müddet için bir alt sınır belirtilmiştir: “Kurân’ı üç’ten az (üç günden az müddette baştan sona) okuyan kimse fakih (din’de derin anlayışlı) olmamıştır (ne okuduğunu anlamamıştır)”, hadis-i şerifi ile... Hz. Rasûlullâh a.s.ın bilinen sünneti, özellikle gece salâtında çok uzun sûreleri peşpeşe kıraat ettiği ve her Ramazan Ayı’nın son on günü içinde (son senesi 20 gün) i’tikaflı iken, Cibril ile inzâl olan Kurân’ı baştan sona mükabele etmesidir!...