Zorunlu Bir Uyarı
Ağırlıklı olarak "Hakikat ilmi" yönüyle açıklamaya çalıştığımız Kur'ân-ı Kerîm çözümü, maalesef bazı anlayışlarda her şeyin insanda başlayıp bittiği anlayışını oluşturmuştur.
İnsanın Hakikati itibarıyla tüm yazdıklarımız elbette ki tüm hakikat ehli tarafından paylaşılan şeylerdir.
Ne var ki...
Her şey bundan ibaret değildir.
İçinde yaşadığımız Evrende, Galaksimizde, hatta Güneş Sistemimizde, beş duyuya dayalı bilimin henüz tespit edemediği ama şartlanmasız objektif düşünen beyinlerin son derece makul gördüğü sayısız değişik türlerin varlığı inkâr edilemez!
İnsanın hakikatini oluşturan oluşum mekanizması - sistemi muhakkak ki diğer türlerde de olabilir.
Kur'ân-ı Kerîm'e göre ise bunlar vardır!
Gerek İbrahim a.s., gerek Lût a.s. ve gerekse Hz. Meryem olaylarında "Rasûller" olarak tanımlanan bu tür varlıkların olaylarını defalarca görüyoruz.
Ayrıca Cibrîl adıyla işaret edilen ve "melek - kuvve" olarak tanımlanan varlığın da, beynin ürettiği hayal mahsulü bir varlık olmayıp; algılama sistem ve kapasitemizin ötesindeki bir tür olduğunu; ancak ona dair görüntülerin beynin işleyiş mekanizması sonucu olarak oluştuğunu rahatlıkla ifade edebiliriz. Keza diğer isimlerle anılan "melek"lerin de!
Beynin çalışma mekanizmasını henüz kavramaya başlayıp dile getirdiğimiz bu süreçte şimdilik bu konuda daha fazla konuşmanın uygun olmayacağını söyleyebilirim.