6. En'am Sûresi (94-165)
Sure’nin adı olan “En’am”, (deve, inek, koyun cinsi)hayvanlar demektir (ayet:142-144?)... En’am Suresi, bir kaç ayeti (3-6 kadar ayet) hariç (mesela:91, 145 ve 151.ayetleri) tamamına yakını Mekke döneminde 55. sırada nazıl olmuştur... 165 ayettir... Kuran’da “elHAMDU LİLLAH” ile başlayan surelerden biri olup, Fatiha Suresi gibi (Mekke’de nazıl olan tamamına yakını) bir defada nazıl olmuştur...
94-) Ve lekad ci’tümuna furada kema hâlâknaküm evvele merretin ve terektüm ma havvelnaküm verae zuhuriküm* ve ma nera me’aküm şüfe’âekümülleziyne ze’amtüm ennehüm fiyküm şürekâ’* lekad tekatta’a beyneküm ve dalle anküm ma küntüm tez’umun;
Andolsun sizi ilk defa yarattığımız (durumdaki) gibi (orijininizin farkındalığıyla) FERD’ler olarak bize geldiniz! Sizi hayaline daldırdığımız şeyleri, geride bıraktınız... (Allâh) ortakları sanıp şefaatçi edindiklerinizi de sizinle beraber görmüyoruz... Andolsun ki aranızdaki bağ kopmuş ve var sandığınız şeyler sizden kaybolup gitmiştir!
95-) İnnAllâhe falikulhabbi venneva* yuhricül hayye minel meyyiti ve muhricül meyyiti minel hayy* zâlikümullâhu, feenna tü’fekûn;
Muhakkak ki Allâh tohumu ve çekirdekleri çatlatıp yarandır (Esmâ tohumundan varlık sûretlerini yaratan)! Ölüden (hakikat ilmi yoksunu) diriyi (Hayy ismi özelliğiyle ölümsüzlüğünü fark edeni) çıkarır... Diriden (hakikat bilgisiyle yaşarken - mülhime kavrayışı içindeyken) de ölüyü (kozasını terk edemeyip nefsi emmâreye - bedenselliğe düşeni) çıkarır! İşte Allâh budur! Nasıl (hâlden hâle) çevriliyorsunuz?
96-) Falikul ısbah* ve ce’alelleyle sekenen veşŞemse vel Kamera husbana* zâlike takdiyrul Aziyzil Aliym;
Karanlığı yarıp aydınlığı ortaya çıkarandır! Geceyi sükûnet, Güneş ve Ay’ı ölçüler vesilesi kıldı... Bu, Aziyz ve Aliym olanın takdiridir.
97-) Ve HUvelleziy ce’ale lekümünNücume litehtedu Biha fiy zulümatil berri velbahr* kad fassalnel âyâti likavmin ya’lemun;
“HÛ”dur; karanın ve denizin karanlıklarında, hidâyet bulmanız için yıldızları oluşturan! Gerçekten biz, bilen bir toplum için işaretleri tafsil ettik.
98-) Ve HUvelleziy enşeeküm min nefsin vahıdetin femüstakkarun ve müstevde’un, kad fessalnel’âyâti likavmin yefkahun;
“HÛ” ki, sizi Nefs-i Vâhide’den (TEK BİR NEFS’ten - Tek bir benlikten) inşa etti... Müstekarr (istikrar bulma - hakikatini tanıma ve yaşamada kararlılık için dünyanın oluşması)... Müstevda (beden - emaneten kalma yeri)... Hakikaten biz, anlayışı açık bir halk için işaretleri tafsil ettik.