11. Hûd Sûresi
Mekke döneminde 52.sırada nazıl olan Hud Suresi 123 ayettir... 12, 17 ve 114. ayetlerin Medine döneminde nazıl olduğu da rivayet edilir...
İbrahim, Lut, Salih, Hud, Nuh aleyhimusselam gibi Nebiylerin nübüvvet ve risalet işlerinden ve onların kavimlerinden bahseder... Böylece insan’ın türlü yönleri sahnelenir... Özellikle sureye Hz.Hud a.s.ın kıssasındaki esaslar vurgu yaptığı için sure bu isimle anılmıştır...
Nitekim Hz.Rasulullah s.a.v.: “Ya Rasulallah, seni saçı ağarmış görüyoruz?” diye soranlara: “Hud ve kardeşleri (Vakıa, murselat, Nebe’, Küvviret sureleri) beni ağarttı” buyurdu... (120.ayete de bak?)
“Ela!”, yani “Dikkat edin!” kelimesi bu surede çok sık geçer!?...
1-) Elif Lâââm Ra* Kitabun uhkimet âyâtuhu sümme fussılet min ledün Hakiymin Habiyr;
Eliif, Lââm, Ra... BİLGİnin (Kitabın) işaretleri kesin oluşmuş; sonra Hakiym ve Habiyr’in ledünnünden (birimin Esmâ zâtından) detaylandırılarak açığa çıkarılmıştır!
2-) Ella ta’budu illAllâh* inneniy leküm minhu neziyrun ve beşiyr;
Yalnızca Allâh’a kulluk etmekte olduğunuzun farkındalığına erin, diye (bu BİLGİ inzâl olundu). “Muhakkak ki ben, size ‘HÛ’dan bir uyarıcı ve bir müjdeleyiciyim.”
3-) Ve enistağfiru Rabbeküm sümme tubu ileyHİ yümettı’küm metaan hasenen ila ecelin müsemmen ve yü’ti külle ziy fadlin fadlehu, ve in tevellev fe inniy ehafü aleyküm azâbe yevmin kebiyr;
“(Yanlış ve kusurlarınız için) bağışlanma isteyin Rabbinizden! Sonra O’na tövbe edin ki, ömrünüz tamamlanana kadar sizi güzel bir şekilde yaşatıp, her erdemli kişiye lütfunu (ilim ve irfanlarının hak ettiğini) versin... Eğer yüz çevirirseniz, sizin için o büyük sürecin azabından korkarım.”
4-) İlAllâhi merciuküm* ve HUve alâ külli şey’in Kadiyr;
“Allâh’a rücu edeceksiniz; ‘HÛ’; her şeye Kaadir’dir.”
5-) Ela innehüm yesnune sudurehüm liyestahfu minHU, ela hıyne yestağşune siyabehüm ya’lemü ma yüsirrune ve ma yu’linun* inneHU Aliymun BiZatis sudur;
Kesinlikle bilin ki! O’ndan gizlemek için, içlerindekini dürüp bükerler (gerçek düşüncelerini başka fikirlerle örtüp gizlerler)! Kesinlikle bilin ki! Onlar elbiselerine büründüklerinde (iç dünyalarındakini örttüklerinde), onların sırlarındakini ve açığa vurduklarını da bilir! Çünkü O, sadırların (beyinlerindeki dünyalarının) zâtı olarak Aliym’dir.