55. Rahmân Sûresi
Rahman Suresi, Mekke döneminin son yıllarına doğru veya Medine döneminde nazıl olmuştur... Her ikisine ait rivayetler vardır... Tüm sureler itibarıyla 89.sırada indiği genel kabuldür... Adını ilk ayeti ve ilk kelimesi olan “er-Rahman”dan alır... 78 ayettir...
Hz.Ali r.a.a dayanan bir rivayette, Hz.Rasulullah s.a.v. sure hakkında şöyle buyurmuştur: “Her şeyin bir gelini-süsü vardır; Kur’an’ın gelini de Rahman Suresidir”...
Sure’nin sebeb-i nüzul’u hakkında rivayetler şöyledir:
1) ”Onlara <Rahman’a secde edin> denildiğinde, dediler” (Furkan: 60) ayetinde ifade edildiği üzere “Rahman ne demektir, Rahmanı tanımıyoruz” diyenlere icabetle bu sure nazıl olmuş ve ilk ayetinde ile başlayarak açıklamıştır...
2) Hz.Rasulullah’ın vahiy alan bir nebiy olduğuna inanmayan müşrikler, Ona şair, sihirbaz diyerek söylediği sözleri/Kur’anı o kabiliyette başka insanların öğretmiş olabileceğini iddia ediyorlardı... “Andolsun ki biz onların <Kur’an’ı ona ancak bir beşer öğretiyor> dediklerini biliyoruz... Onların nisbet etmeğe uğraştıkları kişinin lisanı yabancıdır... Oysa bu apaçık Arapça bir lisandır”(Nahl:103), ayetinde anlatılan bu duruma da bir cevap oluyordu, bu sure...
Sure’de açıklanan hususlar:
Sure, ins ve cin sınıfına bağışlanan ilahi nimetlerden ve onların gerçeklerinden, Rahmanın rahmetinden(ki Rahman’dan kaynaklanan Umumi Rahmet herşeyedir; Rahıym’e dayanan hususi rahmet ve ona ait nimetler yalnız cennetlikleredir), sistem’den, varlık realitesinden bahseder...
Bu nimetlerin başında gelen, Rahman’ın insan’a Kur’anı ve Beyan’ı ta’limidir ki bütün nimetleri ins-cinn müşterek bahsederken bunu sadece insan için vurguluyor...
Sema’dan, Ona konan Miyzan (denge)’dan; uzay cisimleri olan Güneş, Ay’dan; Arz ve nimetlerinden; ins ve cinn’in nesnel yaratılmasından; doğu-batı kavramlarından; sistem’de karışmayan acı-tatlı sudan; fani-Baki’den; her an yeni bir şe’n’den; kiyamet ve ahvalinden, cehennem ve cennetlerden,... açıklamalar ihtiva etmektedir...
Bu sure’ye has bir özellik te ins ve cine birlikte hitap eden, “şimdi (Bi-)rabbinizin nimetlerinden hangisini yalanlıyorsunuz?” cümlesinin sure içinde 31 ayrı yerde geçmesidir... Bu hususta bir Hadis-i Şerif şöyledir:
Hz.Rasulullah bu sure’yi ashabına okuduğunda, sükut ettiler... Bunun üzerine Hz.Rasulullah s.a.v. şöyle buyurdu: “Niye ben, cinlerden sizden işitmediğim güzel cevaplar işitiyorum?.. Cinlerin gecesinde bu sureyi cinnlere okuduğumda her <şimdi Bi-rabbinizin nimetlerinden hangisini yalanlıyorsunuz?> ayetini dediğimde <Hayır Rabbimiz, nimetlerinden hiç bir şeyi yalanlamıyoruz; HAMD senindir>, dediler”...
Bu suredeki ikili anlatım sistem’in işleyiş realitesini, dengeyi, nesnel insanı ifade ettiği gibi, 31 aynı cümlenin zikri de “zikir” olgusuna ve zikrin Rahman’a/Rahmaniyyete dayandığına işaret eder...
Bu surede ins (insan) ile beraber cinler de tefekküre-idraka davet ve teşvik ediliyor?... Tefekkürleri-idrakları söz konusu olan bu cinlerin cennetlik oldukları da açıklanıyor?...
Elbette surenin başında açıklandığı gibi sadece insan’a mahsus olan Rahman’ın Kur’anı ve Beyanı ta’lim ni’meti ve Fatiha suresinde bildirilen “in’am” üzere olanlar (Muhammediler) başka bir şey/zümre... Gerçek insan ve eşref-i mahlukat onlardır ki, onlar ilahi sıfatlarla tahakkuk etme lutfuna, Zatlarını tanıma ni’metine ermiş bahtiyarlardır... Ne mutlu onlara ve onların dostlarına!...
1-) Er Rahmân;
Rahmân (El Esmâ ül Hüsnâ ile işaret edilen tüm özelliklerin sahibi),
2-) Allemel Kur’ân;
Talim etti Kurân’ı (Esmâ mertebesindeki özellikleri oluşturdu).
3-) Halekal İnsân;
Halketti İNSAN’ı,
4-) Allemehül beyân;
Öğretti ona beyanı (Esmâ özelliklerini insanda açığa çıkardı); (Hz. Âli’nin deyişiyle “‘İnsan’, konuşan Kur’ân” oldu.)
5-) Eş Şemsu velKameru Bi husban;
Güneş (kavrayış) ve Ay (duygu - hissediş) (Bi-) hesap iledir (mertebelerledir).
6-) VenNecmu veşŞeceru yescudan;
Necm (yıldız - fikirler) ve ağaç (beden) secdededirler (Esmâ indînde “yokluk” hâlindedirler).
7-) VesSemae rafe’aha ve veda’al miyzan;
Semâyı (bilinci; Levvâme mertebesinden Mardiye mertebesine kadar) yükseltmiş ve mîzanı (vahdet - kesret değerlerini dengeli yaşama özelliğini) yerleştirmiştir.
8-) Ella tatğav fiyl miyzan;
Ki o mîzanda haksızlık etmeyesiniz (dengede biri ağır basarak diğerinden mahrum kalmayasınız).
9-) Ve ekıymulvezne Bil kıstı ve lâ tuhsirul miyzan;
Değerlendirmeyi (Ulûhiyet hükümlerine göre) adaletle yaşayın ve mîzanı dengelemede yanlış yaparak hüsranı yaşamayın!
10-) Vel Arda veda’aha lil enam;
Arz (Beden) ki, mahlûkatı (mikro evreni) onda oluşturdu!