Denge

Zor iş denge kurmak!..

Zor şey dengeli olmak!..

Çok zor şey dengeli düşünmek ve yaşamı dengeli değerlendirmek!..

Pek ender kişiler bu dengeli olma hâlini başarabilirmiş…

Uyanırken dengeli olmak…

Uyanıkken dengeli olmak!..

İşin hakkını verirken dengeli olmak…

Eşin hakkını verirken dengeli olmak…

Aşın hakkını verirken dengeli olmak!..

Dünyayı yaşarken dengeli olmak…

Dünyanı yaşarken dengeli olmak…

Dünyanla sistem ilişkisinde dengeli olmak!..

Bunu yapamadığın zaman şöyle etiketlerler: “Dengesiz”!

Yerdekiler böyle etiketlerler…

Semâdakiler böyle etiketlerler…

Fevkindekiler böyle etiketlerler…

Bana ne onlardan, dersen; gene dengesizlik etmiş olursun; kayıtlanır; sınırlanır; tâ şirke kadar uzanırsın! Elini uzatıp yakalayacakken, dalı kaçırmış; uçuruma yuvarlanmış olursun!..

Belki vız gelir, dersin ama; kaçırdıklarını bilemediğinden böyle demiş olursun! Yaratılmış SİSTEM ve DÜZEN içinde varsın; sonsuza kadar da öyle kalacaksın!..

Ya SİSTEM ve DÜZENİN gereklerine uyup, dengeli olarak yaşayacaksın; dünyan, cennet bahçelerinden bir bahçe olarak; dem be dem, “Allâh”ı seyredenlerden olacaksın!..

Ya da tepeceksin eline gelen nimeti… Şımaracaksın elindeki üç-beşle… Sonradan görmelerin etrafa para saçması gibi, dalaşacaksın etrafa üç kuruşluk bilgi ve yaşantınla; dengesizce…

Bir gün gelecek, bildiklerin silinecek… Yaşı geçkin, beyni durmaya yüz tutmuşlar gibi, aynı şeyleri tekrar edip duracaksın… “Ben hak, sen hak, o hak!.. Yok haktan başka bir şey…” Lak lak lak!..

Yaşamda, denge kurmak ve hazım sahibi olmak en önemli hususlardan ikisi…

İnsanî ilişkilerde hazımlı olmak…

İlimde hazımlı olmak…

Dünyalıkta hazımlı olmak…

Dünyanda hazımlı olmak!

Hazımlı insan, dengelerini iyi kurmuş insandır!.. Her alanda…

Kendini göstermek, başkalarına kendini kabul ettirmek; kendi haklılığını ispat etmek gibi bir çabaya girmez; kendi düzeyinde olmayanlara karşı… Kendi ilmini paylaştıklarına da, haklılığının sistemini açıklar, kuru iddialar yerine…

Vahdet, semâda yaşanır!..

Arz, kesret mahallidir; sistem ve düzenin gereklerinin açığa çıktığı alandır…

Semâ, sonsuza dek Bâkî’dir!..

Arzın, sonsuza dek Bâkî’dir!

Aman dikkat!.. Sakın cahiller gibi, semâyı gök, arzı da toprak diye anlamayasın!.. Basîret gözüne mil çekilir sonra!

Semâ ile arz arasında denge kuramayan “dengesiz”ler; semâyı arza indirmeye kalkarlar… Arz, her ne kadar semâ içindeyse de, arzda arzın sistem ve düzeni, kuralları geçerlidir… Bilgisayar beyinler bunu anlayamazlar!

Duygulardan arınılmadığı zaman da, bunun otomatik sonucu dengesizliktir. Duygular akıl gözünü kör eder…

İlmi değerlendiren ise, her mertebede hep akıldır. İster akl-ı maad, ister akl-ı küll, ister akl-ı evvel… Hiç değişmez!.. Çünkü, ilmi değerlendiren hep akıldır.

32 / 67

Bunlar da İlginizi Çekebilir

Bu Kitabı İndirebilirsiniz!