7. A'raf Sûresi (70-147)
A’raf Suresi, sekiz ayeti (163-170) hariç Mekke döneminde, 39.sırada nazıl olmuştur... Kitab tertibi itibarıyla 7.suredir... 206 ayettir...
Sure adını, 46-49 ayetlerinde bahsedilen, “A’raf“ ya da Rical-i A’raf/Ashab-ı A’raf’dan alır...Sözlük olarak yüksek yer, bir dalganın tepe noktası, extremum nokta; orta yer (Teşbihen KALB), demektir... Ayette ise ne cennet ehline ne de nar ehline dahil olmayan, bunları simalarından tanıyıp ayırt eden Rical için bir süper pozisyon hali, olarak tanımlanıyor...
A’raf suresinde bir çok Nebiy’nin kavimleri ve ümmetleri ile ibret verici kıssaları anlatılır... Bilhassa Adem-iblis ve Musa-fravun münasebeti çok ibret verici ve detaylı olarak kıssa edilir...
70-) Kalu eci’tena lina’budAllâhe vahdeHU ve nezere ma kâne ya’büdü abaüna* fe’tina Bima te’ıdüna in künte mines sadikıyn;
Dediler ki: “TEK olan O Allâh’a kulluk edelim, babalarımızın tapınmakta olduklarını bırakalım diye mi bize geldin? Eğer doğru söylüyorsan, bizi tehdit ettiğini getir (görelim)!”
71-) Kale kad veka’a aleyküm min Rabbiküm ricsün ve ğadab* etücadiluneniy fiy Esmâin semmeytümuha entüm ve abaüküm ma nezzelAllâhu Biha min sültan* fentezıru inni me’aküm minel müntezıriyn;
(Hud) dedi ki: “Gerçek ki Rabbinizden, üzerinize bir azap fırtınası ve gadab (şirk hâli) oluşmuş bile! (Var olduklarına dair) Allâh’ın hiçbir delil inzâl etmediği; (sadece) sizin ve babalarınızın taktığı asılsız tanrı isimleri hakkında benimle tartışıyor musunuz? Bekleyin, ben de sizinle beraber bekleyenlerdenim.”
72-) Feenceynahu velleziyne me’ahu Bi rahmetin minna ve kata’na dabiralleziyne kezzebu Bi âyâtina ve ma kânu mu’miniyn;
(Biz de) Onu ve onunla beraber olanları, rahmetimizle kuşatarak kurtardık... Âyetlerimizi yalanlayanların ise kökünü kestik... Onlar iman etmediler.
73-) Ve ila Semude ehahüm Saliha* kale ya kavmi’budullahe ma leküm min ilâhin ğayruHU, kad caetküm beyyinetün min Rabbiküm* hazihi nakatullahi leküm ayeten fezeruha te’kül fiy Ardıllahi ve lâ temessuha Bi suin feye’huzeküm azâbün eliym;
Semud’a da kardeşleri Sâlih’i (irsâl ettik)... (O da): “Ey halkım! Allâh’a kulluk edin... O’nun gayrı bir ilâhınız olamaz... Size Rabbinizden apaçık bir kanıt geldi... İşte şu Allâh’ın dişi devesi sizin için bir mucizedir! Bırakın onu, Allâh’ın yeryüzünde yesin! (Sakın) ona bir kötülük düşünmeyin! Aksi takdirde acı bir azaba düşersiniz!” dedi.
74-) Vezküru iz ce’aleküm hulefae min ba’di âdin ve bevveeküm fiyl Ardı tettehızune min sühuliha kusuran ve tenhıtunel cibale buyuta* fezküru alâAllâhi ve lâ ta’sev fiyl Ardı müfsidiyn;
“Hani sizi, Ad’dan sonra halifeler kıldı ve sizi arzda yerleştirdi... Ovalarından köşkler ediniyor ve dağlarını da yontup evler oluşturuyorsunuz! (O hâlde) Allâh’ın bu nimetlerini hatırlayıp düşünün; bozguncular olarak yeryüzünde taşkınlık yapmayın.”
75-) Kalel meleülleziynestekberu min kavmihi lilleziynes tud’ıfu limen amene minhüm eta’lemune enne salihan murselün min Rabbih* kalu inna Bi ma ursile Bihi mu’minun;
(Sâlih’in) halkı içindeki kendini beğenmiş ileri gelenleri, aralarında zayıf durumda bulunan iman edenlere: “Sâlih’in, Rabbinden irsâl olmuş biri olduğuna iman ediyor musunuz?” dediler... (Onlar da): “Doğrusu biz onunla irsâl olunana (sanki bize irsâl olmuşçasına) iman edenleriz” dediler.