-
“BEN” kabulü ve hissiyatı, beynin yarattığı bir illüzyondur ki, HER ŞEY bu kabulden ve bu kabülün üstünden kurgulanır.
-
ABD’de ŞÜKRAN GÜNÜ, onlarca milyon HİNDİ KURBAN edilecek! Hiç kimse çıkıp da hayvan katliamı yapılıyor, demiyor. İslâm dünyasında haccın getirisine ŞÜKRAN amacıyla koç kurban edilip, yoksullara et dağıtıldığında ise tüm gayrı müslimler ayaklanıyor! Medeniyet ve inanca saygı farkı.
-
İnsanlık çok çileli bir döneme girdi. Yönetimler, demokratikliği, insan haklarını umursamaz bir halde diktatörlüğe dönüşüyor. Gücü elinde tutan, ben dilediğimi yaparım, düşüncesinde! Bu durum büyük toplumsal patlamalara yol açacak görünüyor. Savaş tetikçileri işbaşında!
-
Ateistinden peygamberlere, evsizlerden milyarderlere, kuru ekmek bulamayandan yiyecek beğenmeyenlere kadar milyarları üzerinde taşıyan kaya parçasının; evrende bildiğimiz trilyonlarca yıldız arasında ve Yaratan Kudret indînde yeri bile yok! Hâlâ görmüyor, düşünmüyor musunuz?
-
Yazdıklarımı eleştirip bana TEKliği hatırlatıp anlatanlar çok hoşuma gidiyor, sevgiyle izliyorum!
-
“KUL” nedir, neye denir? Varlıkta algılanan, algılayan ne varsa; hangi isim altında kim varsa, hepsi de RAB adıyla işaret edilen Allâh Esmâsının bir KOMPOZİSYONUDUR! Bu nedenle de, hakikati, TEKtir, gayrı değildir. Ancak, sonuçta TEKten açığa çıkmış KOMPOZİSYONDUR; “KUL”dur.
-
İnsanSI, bedeniyle insanın aynı, beyniyle farklıdır. İnsansı köleliğe yatkındır. Düşünmez, sorgulamaz, araştırmaz! Ne duyarsa görürse onu tekrar edip; hepsini tek doğru kabul eder. Zekidir, amigdalasıyla yaşar; aklını kullanmaz, mantık tatile çıkmıştır! İnsanlığını fark etmemiştir.
-
Gündemdeki AŞILAR iki tür.1. tür bildiğimiz düşük doz virüs ihtiva eden aşı. 2. tür aşı ise mRNA denen, VİRÜS İHTİVA ETMEYEN; RNA’ya KOD YÜKLEYEN, bu yolla bünyenin kuvvetlenerek virüslerle başa çıkmasını öngören sistem. Başarılı olur mu, nereye kadar? Bu kapı nereye açılır?
-
Tıbbın gerçek geleceği frekans tedavisidir; ne var ki dev ilaç endüstrisi bu yolu sürekli kesmektedir. Şahsen frekans tedavisi uygulayan cihazları iki yıldır kullanıyorum ve uygulamadan memnunum. Corona dahil pekçok virüsü pasifize ettiğini gördüm, yaşadım.
-
İnsan ölümü tadarak beden sınırlamalarından kurtulur ve ilmi kadarıyla, hakikati olan Rabbinin kuvveleriyle yaşam boyutuna geçer. Bu yüzdendir ki buna imanı olan ÖLÜMDEN KORKMAZ, hatta bir an önce gerçekleşsin ister. Buna imanı olmayan ÖLMEKTEN KORKAR!
-
Kudreti içinde hisseden esmâsına göre gereğini açığa çıkartıyor, kimi firavun oluyor kimi Musa. Esmâsı elHadiy olan veli, rasûl olurken; varlığını elMudill’den alan deccal veya deccaliyete hizmet eden oluyor. Herkes bir yoldan kulluğunu yapıyor Yaratanına!
-
Püf noktası şu beyinin yaşlanma işinin: Yaşamın her ânı boyunca, beyinden açığa çıkan veya çıkmayan fakat girmiş olan her bilgi, beynin alt katmanı olan memory dalgalarında yani kuantum alanda kaydolur. Yaşlanınca beynin o bilgiyi işleyen alanı çalışmasada kuantum alandan çıkar.
-
İnsanın ölümü tadışından itibaren yaşamı bu kuantum beynindeki oluşmuş bilgiler doğrultusunda devam eder, bu yüzden de ölüme geçişini bile fark etmez. İşte bu sistem sonucudur ki, yaşlılıkta fizyolojik beyin gerilemesi olsa dahi, kuantum alandaki bilgi, yaşamı takviye eder.
-
Kim, neyi ve kimi eleştirirse, bu onu oluşturan edinilmiş bilgisinin olduğu veritabanı yüzündendir. Eğer kimliği, eleştirdiğinin şartlarında, ona yüklenmiş olan bilgilerle oluşsaydı asla eleştirmeyecekti. Eleştirinin kaynağı, muhatabından değil, kişinin kendindendir.
-
İlim sahipleri pişmanlık duymaz! Bilgi sahiplerinin ise pişmanlık duymaması kendi hakikatlerini yaşama yolculuğunda en büyük handikaptır! Pişmanlık, değerlendirilemeyeni fark etmek sonucudur. Ânın tekrarı yoktur. Kaçan fırsat tekrar ele geçmez! Ânı yitirme!
-
Yaşadığı olumsuzlukların nedenini dışarıda, karşısındakilerde arayan kurtuluşa eremez. Tüm yaşadıklarımız kendi programımızın bize çektikleridir. Yanlış giden, ters giden bir şey varsa nedenini düşünce tarzımızda aramalıyız. Aksi takdirde aynı döngüde devam ederiz.
-
Hayret ve şaşkınlıkla izleriz otonun kendi kendine hızlanıp yavaşlamasını durmasını sonra gene kalkıp hızlanmasını, kendi kendini park etmesini! Otoya bunu yaptırtan beyin, her an bedenine bunu ve daha nicelerini yaptırıyor da hiç şaşmıyorsun, farkında bile değilsin. SubhanAllâh!
-
Nefretin de sevdiğin de hep kendi değerlerine GÖRE dünyaNda yarattıklarınadır. Gerçek onlar ise dünyaNdakilerden çok farklıdır. Bunu anlayamıyorsan kavgan hiç bitmeyecek demektir. Bırak kavgayı da kendinin ne olduğunu, dünyanı nasıl oluşturduğunu anlamaya çalış.
-
Herkes herkesi içinde yaşadığı kendi dünyasına GÖRE eleştiriyor. Oysa eleştirdiklerinin hiçbiri onun dünyasında yaşamıyor, kendi dünyalarında kendi değerlerine göre yaşıyorlar. Eleştiri kendini tatminden bir adım öteye gitmez!
-
Bir software/yazılımdaki görüntünün yeri neyse, sayısız frekanslı dalga boyundan oluşmuş evrendeki görüntünün yeri de odur. Görüyorum dediğin her şeyin aslı dalga boyu frekans paketidir. Dünyanı tanı, nasıl oluştuğunu anlamaya çalış.
-
Sevmek, sevdiğinle BİRleşmek içindir. Sevdiğinle BİRleşemiyorsan, o yalnızca kendini tatmin ve avutma olur. Sevdiğinle BİRleşmenin getirisi ise aynı pencereden seyirdir. Sevdiğinle aynı pencereden seyirde değilsen, BİRleşememişsindir; çiftlikte eğleniyorsundur!
-
Doğum ölümdür, ölümse doğuş! Doğanlar ölü doğarlar! (Ölüydünüz dirilttik; âyeti) Sonra bazıları dirilir. (Hidâyetle) Sonra tekrar ölür. (Ölmeden ölür) Sonra fiili ölümle yeniden doğar sonsuz yaşama!
-
Niye bildiklerimi, ilmimi yaşayamıyorum? Çünkü sahiplendiklerinden vazgeçemiyorsun! Çünkü korkularından arınamıyorsun! Ya başıma gelirselerle geçiyor ömrün. Herkesin kendi özgün kaderini yaşayacağına imanın yok; “benim yüzümden” şirki ile yaşıyorsun. Amentü BİLLAH, de kurtul!
-
İlmin sonucu fiiller oluşur. Fiillerle ilme varılmaz. Fiiller ilim doğrultusunda hissediş yaşamına geçmek içindir. İlim bilfiil uygulanıp yaşanmazsa, ilmin gösterdiği hedefe ulaşılmaz.
-
Nankörlük kişinin programındaki en büyük handikaptır. Beyin nasıl bir mantık ve düşünce sonucu nankörlük dediğimiz davranışı çıkarmaktadır. Bu davranış daha sonraki aşamada neden pek çok şeyden mahrumiyeti getirmektedir. Bu önemli bir konudur bence.