Muhammed Mustafa - 2
Zâtıyla, Zâtın hüviyetine kullukta olduğunun bilincine ermiş; ve bunun "RASÛL"lüğünü îfa eden Efendimiz!
Sonsuza dek, Zâtın Hüviyetine "ABD=Kulluk" hâlinde olduğu bilinciyle; ve bu bilincin insanlara ulaştırılması için "RASÛL"lük görevini îfâ eden ZÂT hakkında bir şeyler yazmak!
Evet... Biz, O'nun hakkında sadece "ABDU-HÛ" ve "RASÛLU-HÛ" diyerek haddimizi aşmamağa çalışırız...
O büyük bir siyaset adamıydı... O büyük bir devlet adamıydı... O büyük bir önderdi... O büyük bir komutandı... O büyük bir toplum bilimci idi... gibi, varoluş ve görev ihtişâmı yanında, son derece cüce kalan beşer değer yargılarıyla O'na bakmaktan Allâh'a sığınırım!..
O, ALLÂH Hüviyetinin ABD'ı ve RASÛLÜ'dür!... Görene, fark edene, anlayabilene!..
Bu gerçeği fark edemeyene ise elbette siyasî, iktisadî, askerî dedikodusu kalır işin!..
Varlığın özü, aslı, hakikati "ALLÂH"ı bildiren "RASÛL" oluşunu değerlendiremiyorsak; hiç olmazsa, ölüm ötesi ebedî yaşam saadetine kavuşmamıza vesile olma göreviyle gelen "RASÛL" oluşunun azametini fark edelim...