EL CEBBÂR... Hükmü zorunlu olarak uygulamada olandır. Âlemler Cebbâr’ın hükmü altında, dilenileni uygulamak zorundadır! Uygulamama gibi bir seçenekleri yoktur! Cebr, onların varoluş sistem ve özlerinden gelen bir şekilde açığa çıkar ve hükmünü yaşatır!
EL MÜTEKEBBİR... Mutlak BEN’lik O’na aittir! “Ben” diyen yalnızca kendisidir! Kim ben sözüyle kendisine varlık verirse; var oluşunun hakikatine ait “Ben”liği örtüp, göreceli benliğini ileri çıkarırsa, bunun sonucunu, yanmak suretiyle yaşar! Kibriyâ, O’nun vasfıdır.
EL HÂLIK... Mutlak TEK yaratan! Esmâ özellikleriyle birimleri “yok”ken “var” kılan! Hâlık’ın “halk”ettiği her bir şeyin bir “hulk”u, yani yaratılış amacına göre bir huyu, ahlâkı (doğasına göre davranışı) vardır... Bu nedenle “tehalleku BiAhlâkıllâh = Allâh ahlâkı ile (Allâhça) ahlâklanın!” buyurulmuştur ki bunun anlamı; “Allâh Esmâ’sının özellikleriyle var olmuş olduğunuzun farkındalığıyla ve bunun gereğince yaşayın” demektir.
EL BÂRİ... Mikrodan makroya doğru her yarattığını kendine özgü program ve özellikle yaratırken, bütünsellikle de uyumlu olarak onu işlevlendiren. Bedendeki tüm organların birbiriyle ahenkli düzeni misali!
EL MUSAVVİR... Mânâları sûretler hâlinde açığa çıkarıp, algılayanda o sûretlerin algılanma mekanizmasını oluşturan.
EL ĞAFFAR... Kudret veya hikmetin gereği olarak oluşmuş noksanlıklarını fark edip, bunların sonuçlarından kurtulmayı irade edenlere, örtüleyiciliğini yaşatan. Bağışlayan.
EL KAHHÂR... “Vâhid” oluşunun sonucunu yaşatarak “izafî - göresel” benliklerin asla “var” olmadığını seyrettiren!
EL VEHHÂB... Dilediğine karşılıksız ve “hak etme” kavramı devrede olmaksızın veren.
ER REZZÂK... Hangi boyutta veya ortamda olursa olsun açığa çıkan birimin yaşamının devamı için gereken her türlü gıdayı veren.
EL FETTAH... Birimde açılım oluşturan. Hakikati fark ettirip seyrettiren; bunun sonucunda âlemlerde eksik, noksan, yanlış olmadığını müşahede ettiren. Görüş veya kullanım alanını açıp değerlendirme olanağını meydana getiren. Fark edilemeyeni fark ettirip değerlendirten!
EL ALİYM... “İlim” özelliği sebebiyle sınırsız sonsuz her şeyi ve her boyutu, her yönüyle Bilen!
EL KABIDZ... Tüm birimleri, onları oluşturan “Esmâ”sıyla hakikatleri yönünden kudret eliyle tutup, hükmünü icra eden! İçe dönüklüğü yaşatan.
EL BÂSIT... Açıp yayan. Boyutsallıkları ve derin görüşü oluşturan.
EL HÂFIDZ... Alçaltıcı. Hakikatinden uzak yaşamı oluşturucu! Evrensel boyuttaki “Esfeli sâfîliyn”i yaratıcı. “Kesret” müşahedesini oluşturan perdeliliği meydana getiren!
ER RÂFİ’... Yükselten. Bilinçli birimi yatay veya dikey anlamda yükselterek hakikatini kavrama veya seyir anlamında yükselten.
EL MUİZZ... Dilediği birimde, izzeti oluşturan özelliği açığa çıkartarak, onu diğerlerine göre değerli kılan!
EL MÜZİLL... Dilediğinde zilleti zâhir kılan! Zelil eden... İzzeti meydana getiren yakınlık özelliklerini yaşatmayarak, benlikle perdelenmenin yetersizlikleri içinde aşağılanmayı aşikâr kılan!
ES SEMİ’... Açığa çıkardığı Esmâ özelliklerini her an algılamakta olan. Farkındalığı ve kavramayı yaşatan. Bunun sonucu olarak Basıyr ismi özelliğini tetikleyen!