Ben öğrendim bildim de O olduğumu; karşımdaki acaba biliyor mu?..

Benim-senin-onun, bir olduğumuzu, hep biliyoruz da; onlar acaba öyle olduğumuzu biliyorlar mı?

“O”, diye düşünmek acaba şirk midir?..

“O”, diye düşünmeden yaşamak nasıl olur?..

Hesap sormadan yaşamak, ne demektir?.. Kimden hesap sorulur, ya da niye sorulmaz?..

Cehennem var mı, Hak mı, yalnızca ölüm sonrasında mı?.. Ölümden sonra neler yaşayacağız?

Efendim ölümden sonra şunları şunları yaşayacağız...

Nereden biliyorsun?..

Rasûlullâh dedi ki; falanca ermiş dedi ki, sen dedin ki!..

Dedim ki, dedin ki, dedi ki...lerle TAKLİTTEN ÇIKIP TAHKİKE ULAŞACAĞIZ, öyle mi?..

“Mukallidan, şirk ehlidir” diyen ne demek istemiş ki?..

Hangi bilgimiz YAKÎNE dayanıyorsa, onda şirk yoktur!..

Cebinde olmayan, üzerinde tasarruf etmemekte olduğun şey, senin değildir!

Şirkin zıddıdır yakîn!

Cebindekidir yakîn!..

Yakîn tasarrufu getirir, ki o da tahkikin sonucudur!..

En büyük yalancı, ilmini paylaşmadığı kişiye seni seviyorum diyendir!..

Sevgi, sahip olmak değil, paylaşmaktır!..

Bilincini paylaşmadığın kişiye seviyorum seni, demek, yalnızca onu aldatmaktır!..

Allâh Rasûlü: “Aldatan bizden değildir” demiş...

Bunu yalnızca maddi anlamda anlamak basitliktir!..

Çevrenle ilmini, bilincini paylaşmıyorsan; onların kendilerini cehennem ateşine atmalarına yol açacak davranışlarına göz yumuyorsan, onlara ihanet ediyorsun; onlara zulmediyorsun; onları harcıyorsun; demektir...

Allâh Rasûlü’nü sevdiğini söylerken bile yalan söylüyorsun; dediler bana!.. Niye dedim...

Çünkü O, bütün ömrünü insanlara ölüm ötesi yaşamı ve hakikati anlatmak için değerlendirmişti... Sen O’nun yolunda ne çalışma yapıyorsun ki, O’nu sevdiğini söyleyebilesin... Dünyada bırakıp gideceğin şeyler uğruna ömrünü tüketirken, çevrenle ilmini ve inancını paylaşmaya korkarken, nasıl O’na olan inancın ve sevginden söz edebilirsin ki... dediler!..

TAKLİTTEN TAHKİKE giden yol uzun; ve yaşamımız ortada!..

Kendimizi tatminse amaç, bunun bedeli hayli ağır!..

İlk şart Taklitten çıkıp, Tahkike ermek için... Kendimizi aldatmaktan vazgeçmek!

Düşünelim o zaman, ne kadar şuurlu yaşıyoruz... Ne kadarlık kabulümüz, falanca dediği için; ne kadarı da yakînimiz sonucu?..

Soru

− Eûzü çekmek hangi anlayış içinde olur veya çekince hangi idrak için çekeriz..?

Üstad

− Eûzü çekilmez, yaşanır... Tıpkı şeytanın yaşadığı gibi!

Özür dilerim sıktım sizleri... Yorulup düştü çoğunuz chatten!

Evet, bugünlük de bu kadar... Hepinize iyi geceler... 

79 / 101

Bunlar da İlginizi Çekebilir

Bu Kitabı İndirebilirsiniz!