Arabanın camlarından başlayıp, nikelajlarını, kapı kollarını, tamponlarını temizlemeye başladık... Saatlerce, arabanın bakımını yapıyor, her gün yağını suyunu kontrol ediyor; sonra da benim iki kişilik mezar kadar olan PC odama çıkıp, burada günlük çalışmalarıma devam ediyorum...

Ertesi günü yine arabayla başlıyorum uğraşmaya... (bilenler bilir, ne de düşkünümdür bu işe ya!!!)...

Arabayı gene silip parlatıyorum; yağına suyuna bakıyorum; lastiklerin havasını kontrol ediyorum... Pasta-cila yapıyorum!.. Ve gene çıkıyorum çalışma odama; PC ile geçiyor bütün günüm...

Sonra gene aynı işlem!..

Gene arabaya bakma!.. Gene yağlama-cilalama, toz alma, parlatma... Sonra gene PC odasına çıkıp çalışma!..

Derken komşu geldi ben buna devam ederken!..

− Are you crazy?.. dedi!.. Yani, bana dedi ki, Türkçe tercemesiyle...

“Her gün bu arabayı, silip temizleyip parlatıyorsun, yağına suyuna bakıyorsun, cilalayıp yepyeni yapıyorsun; sonra da içeri girip kapanıyorsun!.. Sen DELİ MİSİN?.. Bu araba iyi-kötü bir yerlere gitmek için alınır!.. Sen aldığın arabayı, her an bakım yaparak gıcır gıcır tutuyorsun; ama bir yere gittiğin yok!..

Yarın öleceksin ve çocuklarına miras kalacak araba! Ama sen eline kocaman bir sıfır geçmiş olarak öleceksin!..

Bu arabayı, yeni yerler görmek ya da bir yerlere gidip iş bitirmek için alır “İNSAN”lar!.. Sense sadece bakım yapıp, sonra da evine kapanıp, bir yığın işle oyalıyorsun kendini!.. Öyle ise buraya niye geldin; bu arabayı niye aldın; sana ne faydası var?..”

Şaştım, şaşakaldım!.. Dondum, donakaldım!..

“Crazy” miydim ben!??

Bana verilen bu beden arabasıyla, “ALLÂH İsmiyle Tarif Edilen”e yolculuk yapıp; “O”na ermek için gelmiştim buraya!..

O yüzden altıma böyle bir beden vermişlerdi!..

Her gün yıkayıp, paklayıp, yağlayıp-ballayıp, allayıp-pullayıp; ondan sonra da başlıyordum, arabanın amacıyla ilgisi olamayan birtakım başka işlerle vaktimi harcamaya!..

Soruyorum şimdi sizlere... Lütfen cevap verin!.. CRAZY miyim ben?..

Kimse okumuyor mu beni; chat’ten düştüm de haberim mi yok?..

Cevaplar

− Görüyoruz...

− Olta balığı!.. Beykoz!

− Bu tarifiniz bize uyuyor Üstadım, size değil!..

Üstad

− Yok mu bana bir tavsiyesi, diyeceği olan?.. Sağırlar diyaloğunda mıyız?..

94 / 117

Bunlar da İlginizi Çekebilir

Bu Kitabı İndirebilirsiniz!