Öyleyse;

“Ey ipeğin içindeki!”...

Kozanı delip, kelebek olup uçmaya bak... Aksi takdirde tırtıl olarak o kozayla birlikte kaynar kazan seni bekliyor! Gel sen aklını başına topla... Bir an evvel kozanı del, yaşamın gerçeklerini gör. Hz. Rasûlullâh’ın hitabına kulak ver, O’nu değerlendirmeye çalış. Ebedî hayatını kurtarmaya bak! Çünkü sana teklif edilen şeyler senin kendin için gerekli olan şeyler.

Ne Allâh’ın sana ihtiyacı var...

Ne Allâh Rasûlü’nün sana ihtiyacı var...

Ne Kurân’ın sana ihtiyacı var...

Ne de benim, sana ihtiyacım var!

Sen, sadece kendi geleceğini kurtarmak için bu söylediklerimi düşünmek, değerlendirmek zorundasın!

Aksi takdirde pişmanlığın hiçbir zaman sana fayda vermeyecektir.

Şu anda Dünya üzerinde 5 milyar insan yaşıyor... 5 milyar insanı bir araziye toplasak, senin tanıdığın bir insanı o 5 milyar içinde görüp bulma şansın, dikkat et, 5 milyarda birdir! “Ölüm” denen olayla birlikte bu Dünya’dan ayrılacaksın ve “Kabir âlemi”ne geçeceksin... Kabir âleminde milyonlarca yıl yaşamına devam edeceksin ve Kıyamet’te tüm insanlar biraraya gelecek.

Acaba bugün en değer verdiğin birimlerin kaçını orada görebileceksin, bulabileceksin veya bulamayacaksın?

Şimdi... “Ölüm” denen olayla birlikte “Kabir âlemi”ne gireceksin, dedim.

Kısaca bu konuyu biraz açmak istiyorum...

Biz “ölüm” denen olayla birlikte bu bedenle alâkamız kesildikten sonra şuurlu bir biçimde kabre konarız. O mezarın içindeki toprağın içindeki haşeratı, şunu bunu hepsini görür ve aynı şekilde dışardan gelen sesleri de işitiriz, fakat kabirden çıkıp gidemeyiz. Tıpkı bütün gün, yaşam boyunca, düşündüğün olaylar nasıl otomatik olarak rüyana girer ve rüyanda bunları değiştirmek elinden gelmezse, gündüz kafana girmiş şeylerin doğal sonucunu rüyanda yaşarsan; “Dünya’da da insanlar uykudadır, ölünce uyanırlar” hesabı, Dünya’da neleri yaşamışsan, neleri benimsemişsen, benlenmişsen, sahiplenmişsen, tüm bunların sonuçlarını da kabirde yaşamaya başlarsın!

Tabii bir süre sonra madde dünyası tamamen kaybolduğu için de kabrin o toprak mezar bölümü, dünyası, tamamen kaybolur ve ruh boyutunda kabirde yaşamaya başlarsın.

Kabirde “Ruh boyutunda” yaşamaya başlamış olman demek, Dünya’nın senin gözünün önünden tamamen kaybolması, Güneş’in ışınsal platformunda yaşamaya başlamış olman, Güneş’i ve içindeki bütün canlıları olduğu gibi görmeye başlaman demektir.

Aynı şekilde Galaksi içindeki tüm yıldızların ışınsal boyutundaki varlıkları da görmeye başlarsın. İşte bu olay Din’de “Kişiye ölümle birlikte kabirde bir pencere açılır. Bir yandan cehennemi ve içindekileri görür, bir yanda bir pencere açılır cenneti ve içindekileri görür” diye anlatılmıştır. Çünkü ruh gözünde mesafe kavramı yoktur!

Bizim bu gözle her ne kadar 50 metre, 100 metre, 1000 metre gibi bir görme sınırımız varsa da, “Kabir âlemi”ne geçmiş kişinin ruh gözü için mesafe kavramı kalkar ve sanki birkaç metre yanındaymış gibi 150 milyon kilometre ötedeki Güneş’in merkezinin ışınsal varlıklarını, canlılarını görmeye başlar.

Bir bilimsel bakışa göre, şu anda Dünya’da 70 kg olan bedenin Güneş üzerindeki ağırlığı, ortam itibarıyla 300.000 kg olacak diye hesaplanıyor.

Cehenneme girmiş insanların bedenlerinin de son derece dev boyutlarda olacağına dair birtakım hadisler, yani Hz. Rasûlullâh’ın açıklamaları var.

18 / 26

Bunlar da İlginizi Çekebilir

Bu Kitabı İndirebilirsiniz!