7. A'raf Sûresi (148-206)
A’raf Suresi, sekiz ayeti (163-170) hariç Mekke döneminde, 39.sırada nazıl olmuştur... Kitab tertibi itibarıyla 7.suredir... 206 ayettir...
Sure adını, 46-49 ayetlerinde bahsedilen, “A’raf“ ya da Rical-i A’raf/Ashab-ı A’raf’dan alır...Sözlük olarak yüksek yer, bir dalganın tepe noktası, extremum nokta; orta yer (Teşbihen KALB), demektir... Ayette ise ne cennet ehline ne de nar ehline dahil olmayan, bunları simalarından tanıyıp ayırt eden Rical için bir süper pozisyon hali, olarak tanımlanıyor...
A’raf suresinde bir çok Nebiy’nin kavimleri ve ümmetleri ile ibret verici kıssaları anlatılır... Bilhassa Adem-iblis ve Musa-fravun münasebeti çok ibret verici ve detaylı olarak kıssa edilir...
148-) Vettehaze kavmü Musa min ba’dihi min huliyyihim ‘ıclen ceseden lehu huvar* elem yerav ennehu lâ yükellimühüm ve lâ yehdiyhim sebiyla* ittehazûhu ve kânu zalimiyn;
Musa’nın halkı ondan sonra (yani Musa’nın Tur’a çıkışından sonra), kendilerinin değerli süs eşyalarından meydana gelen, (buzağı gibi) böğürebilen buzağı heykeli edindiler... Fark edemediler mi ki o (heykel) onlarla ne kelâm edebiliyor ne de bir yola hidâyet edebiliyor? Onu (ilâh) edindiler ve zâlimler oldular (nefslerine zulmettiler)!
149-) Ve lemma sukıta fiy eydiyhim ve raev ennehüm kad dallu, kalu lein lem yerhamna Rabbuna ve yağfir lena lenekûnenne minel hasiriyn;
Düşünüp, hakikatten sapmış olduklarını fark ederek pişman olduklarında: “Yemin olsun ki, Rabbimiz bize rahmet etmez ve bizi mağfiret etmez ise, kesinlikle hüsrana uğrayanlardan oluruz” dediler.
150-) Ve lemma race’a Musa ila kavmihi ğadbane esifen, kale bi’sema haleftümuniy min ba’diy, eaciltüm emre Rabbiküm* ve elkal’elvaha ve ehaze Bi re’si ehıyhi yecurruhu ileyh* kalebne ümme innel kavmestad’afuniy ve kâdu yaktüluneniy* fela tüşmit Biyel a’dae ve lâ tec’alniy me’al kavmiz zalimiyn;
Musa halkına öfkeli ve üzgün olarak döndüğünde: “Arkam sıra ne kadar çirkin şeyler yaptınız! Rabbinizin hükmünü bekleyemediniz mi?” dedi... (Derken) levhaları yere bırakıp, kardeşinin başını tuttu ve onu kendine çekti... (Harun) dedi ki: “Anamın oğlu! Muhakkak ki bu topluluk beni zayıf - güçsüz buldu ve nerede ise beni öldüreceklerdi... Düşmanlarımı sevindirme ve beni şu zâlimler topluluğu ile bir tutma!”
151-) Kale Rabbığfirliy ve liehıy ve edhılna fiy rahmetiKE ve ENTE Erhamür Rahiymiyn;
(Musa) dedi ki: “Rabbim... Beni de kardeşimi de mağfiret et ve bizi rahmetine dâhil et... Sen, Erhamur Rahıymiyn’sin.”
152-) İnnelleziynet tehazül ıcle seyenalühüm ğadabün min Rabbihim ve zilletün fiyl hayatid dünya* ve kezâlike neczil müfteriyn;
Muhakkak ki buzağıyı (tanrı) edinenlere, Rablerinden bir gazap ve dünya hayatında bir aşağılanma ulaşacaktır... Biz iftiracıları böyle cezalandırırız.