“Din Günü” Ne Zamandır?
“MÂLİKİ” veya “MELİKİ YEVMİD DİYN”...
“DİN GÜNÜ”nün “MÂLİK”i veya “MELİK”i...
Bu âyette geçen kelime bazıları tarafından “MÂLİK” ve bazıları tarafından da “MELİK” olarak anlaşılmakta ve öylece değerlendirilmektedir...
Yani bu âyeti bazıları;
“MÂLİK”İDİR DİN GÜNÜNÜN...
Bazıları da;
“MELİK”İDİR DİN GÜNÜNÜN...
Diye okumakta ve anlamaktadırlar...
Şayet, “MÂLİK”i diye anlarsak... “Sahip olduğu üzerinde, özgürce ve tasarrufundan dolayı kimseye hesap vermeksizin, dilediğini yapan” anlamıyla karşılaşırız...
Şayet, “MELİK”i şeklinde okur ve kabul edersek... Bu defa da; “yönetim, kurallandırma, fiilleri değerlendirme, yetki güç sahibi” olan bir Zât olarak anlarız...
Esasen, “ALLÂH” ismiyle kendisine işaret eden, Zât’ını her iki vasıfla da vasıflandırmıştır...
Ancak, görüldüğü üzere, ilgili âyette “Din günü” tâbiri geçmekte; ve biz gramer kurallarınca bu ifadeyi de onunla bağlantılı olarak anlamak mecburiyetinde olduğumuz için; hangi şekilde olayın çözümüne yaklaşacağız, ona bakmak gerekmektedir...
“DİN” kelimesinin anlamlarından biri yönüyle, “yapılan işlerin karşılığına ermek” olarak anlaşılabilir... Ayrıca, “Kesin itaat ve boyun eğme” mânâsına da gelir... Fark edersek eğer, her iki anlam da, her an geçerli olandır; gelecekte bir zamanda oluşacak bir olay değil!
Ama, “DİN”, “kıyamet” demek değildir!..
Bu gerçeğe rağmen, her an içinde yapılan tüm işlerin karşılığı -oluşmuyormuş- verilmiyormuş gibi anlaşılması yüzünden; hayallerde, son bir gün düşünülmüş; ve “o son günde herkes yaptıklarının karşılığını alacaktır”, diye sanılmıştır!
Mâûn Sûresi’nin ilk âyetini hatırlayalım:
“GÖRDÜN MÜ DİNİNİ (Sünnetullâh’ı) YALANLAYAN ŞU KİMSEYİ?” (107.Mâûn: 1)
Yani, ALLÂH’IN SİSTEM VE DÜZENİNİ yalanlayanı gördün mü?..
Mahşerde, bir günü elli bin sene olan zaman boyutuna geçileceğine göre; insanlar, binlerle sene uzunluğundaki “gün”lerden oluşan binlerle sene sürecek “mahşer” ve “sırat” sürecini yaşayacaklarına göre; olayı sanki tek bir “gün”müşcesine değerlendirip, “ALLÂH”ı yalnızca o günün “Mâlik”i veya “Melik”i olarak kabullenmek, bizim müşahedemize göre gerçekçi olmuyor!..
Tespitimize göre...
ALLÂH indîndeki anlardan bir “AN” vardır ki; o an, “tek gün”dür...
O’na göre “an”larından yalnızca bir “an” olan o bildiğimiz “gün” = “an” içinde, bize göre ezelden-ebede, her dem O’na boyun eğilmekte ve O’nun hükmü geçmektedir! Yani, “Mâlik”iyeti ve “Melik”iyeti sonsuzdur!
Şimdi burada şu soru akla gelebilir;
“Bu dünyada birçok kişi, büyük kötülükler yapmasına rağmen karşılığını almıyorlar!.. Bu da “yapılanların karşılığını verme gününün” yaşadığımız şu gün olmayıp, gelecekte, âhiretteki bir “gün” olduğunu göstermez mi?”