1. Nankörlük yapanın kendine verdiği zararın benzerini, dünya birleşse ona veremez!.. Nankör, Allâh’a kapatmıştır kapısını penceresini!

  2. Rabbim, anlamadıklarımı anladım sanmaktan sana sığınırım! Rabbim, anlamadıklarımı fark ettir bana ki anladığımı sandıklarımın yanlışlığını anlayayım!

  3. Dünle bugüne hitap etmeye çalışanlar, dünde yaşayanlardan başkasına yararlı olamaz! Yaşadığı gündekileri değerlendiremeyenlerin, yarına ışık tutma imkânları da olmayacaktır. Yarınlar, bugünden yarını görenlere aittir!

  4. Hayat, hayal dünyanda geçmiş hikâyelere dayalı masallar üretip, onların âleminde yaşamak için değil; Sünnetullâh’ın ne olduğunu fark edip; HAKİKATİ görüp yaşamak içindir.

  5. Yeryüzünde açığa çıkmış en muhteşem BEYİN, ismi “ALLÂH” olanı hatırlatmaktadır, ismi “İNSAN” olup “KUR’ÂN” ile ikiz kardeş olana! O Muhteşem ZÂT hürmetine hatırlayanlardan olmak nasip olsun; ki biz doğumunu değerlendirenlerden olalım.

  6. Baş olup başkalarını yönetme duygusu öylesine BENLİK Ateşi oluşturur ki; sonunda yapılan bütün hayırlı işleri yakar bitirir! İşlevimiz insanları yönetmek değil, ilmimizi paylaşmak olmalıdır.

  7. ALLÂH’a ne derece yakın olduğunuzu anlamak istiyorsanız, karşınızdakilere olan davranışınıza bakın ve bunu sorgulayın! ŞİRK, karşınızda açığa çıkanın O’nun esmâsı olduğunu görememektir.

  8. Allâh’a yakîni olanın hâli RIZA; uzak düşmüşün hâli de İSYANDIR.

  9. Senin kendine yakıştıramadığın, Allâh’ın sana yakıştıramadığıdır. Ondan arınmazsan, göz göre göre kaçınılmaz sonucunu yaşayacaksın demektir!

  10. Beynin, beşerî ve hayvani değer ve duygulardan arındırılması, “İNSANΔ hakikatin açığa çıkmasına zemin hazırlamak amaçlıdır. Gerçekleşir veya gerçekleşmez!

  11. “DÜN” küfesini sırtından atamayan, ya(â)rını göremez!

  12. ARINMA ile değerlendirilmeyen ömür, avuntu ile tükenir; hüsranla sürer!

  13. Bana karşımdakiyle ne mesafede duracağımı hep karşımdaki hâl ve yaşam diliyle anlatmıştır. Ben de ona uyarım.

  14. Sevmek, tüm benliğini sevdiğine teslim etmektir. Seviyorum deyip kendini Allâh’a teslim edemiyorsan, müslim misin? Şeytan, avuntunun oluşturucusudur!

  15. Bana yakın olan, duygularıyla (beğenerek-severek) yaklaşan değil; aklıyla ilmi değerlendirip yaşamında uygulayandır. Beğenen, beğenmediği bir şey görünce arkasını dönüp gider!

  16. Sadece, samimiyete erenler ve ona tâbi olanlar Hakikate erecektir!

  17. Evliliğiniz mutlu mu? 2. defa gelseydiniz aynı eşi mi seçerdiniz? İki tarafın da cevabı evet ise, o mutlu evliliktir!

  18. Ezber bozmak, ezberletilenden kurtarmaktır. İnsan ezberletileni tekrar ederek veya ezberle yaşamaz!

  19. Rabbine nankörlük yapıp nimetini yalan sayanın, başkalarına karşı davranışında ne beklenebilir ki!

  20. Pişmanlık ne zaman kalkar?

  21. Tanrıya inanıp, onu gökte bir yere oturtup; peygamberini onun yanına urûc ettirenin İslâm ile ne alâkası olabilir! Mirâc’ın, Rasûlullâh’ın derûnuna yaptığı boyutsal bir geçişle Hakikati olan Rabbini müşahedesi olduğunu fark etmeden, konunun hakikati anlaşılmaz.

  22. “İKRA KİTABEK”, veri-bilgi tabanını İLMİNE GÖRE “OKU!”... Hesap görücü olarak “OKU”yan bilincin/benliğin yeterlidir!

  23. Tasavvuf, “EGO”yu terktir! Sûfi, “EGO”su olmayandır!.. “BEN”likten arınamayanın ilmi, kendisi için, benlik üreticiden başka bir şey değildir.

  24. EGO (nefs) neyi “değerlidir” diye kabul etmişse onu elde etmek, o olmak ister! Zenginlikse zengin olmak ister, âlimlikse âlim; şeyhlikse şeyhlik, kutupluksa kutupluk, mehdilikse mehdi olmak ister! Bu istek hastalık hâline gelmişse, kendini olmak istediği gibi de görür!

  25. Haddini bilmeyeni bırak gitsin.

4 / 132

Bunlar da İlginizi Çekebilir

Bu Kitabı İndirebilirsiniz!