64. “Ve Rabbüke yahlüku ma yeşau ve yahtâr* ma kâne lehümül hıyeretü…” (28.Kasas: 68)
“Rabbin dilediğini yaratır ve seçer! Onların ihtiyârı (seçim hakkı) yoktur!..”
65. “…ve men yuhricülhayye minel meyyiti ve yuhricül meyyite minel hayyi ve men yüdebbirul emre, feseyekulunAllâh*…”(10.Yûnus: 31)
“‘Ölüden (ölü hükmündeki kendini sırf beden sanma yaşamından) diriyi (Hayy olanın Esmâ’sıyla diri olduğu bilincini) kim çıkarıyor ve diriden (Hakikati itibarıyla diri iken) ölüyü (kendi veya karşısındakinin hakikatini görememe veya kendini sırf beden olarak kabullenip, toprak olup yok olacağını sanma hâlini) kim oluşturuyor? Kim Hükmü tedbir ediyor?’... ‘Allâh’ diyecekler...”
66. “…ve men şekere feinnema yeşküru linefsih*…” (27.Neml: 40)
“…Kim şükreder ise şüphesiz ki şükrü nefsinedir!..”
67. “Evelemma esabetküm musıybetün kad esabtüm misleyha, kultüm enna hazâ* kul huve min ındi enfüsiküm* innAllâhe alâ külli şey’in Kadiyr” (3.Âl-u İmran: 165)
“Düşmanlarınıza iki katını tattırdığımız bir musîbet sizin başınıza gelince ‘Bu nasıl, neden oldu?’ diyorsunuz. De ki: ‘O, nefsaniyetinizin getirisidir!’ Kesinlikle, Allâh her şeye Kaadir’dir.”
68. “…ve men yetevekkel alALLÂHi feHUve hasbüh…” (65.Talâk: 3)
“…Kim Allâh’a tevekkül ederse, O, ona yeter!..”
69. “…iste’ıynû Billâhi...” (7.A’raf: 128)
“…Allâh’tan (Ulûhiyeti dolayısıyla hakikatinizden; benliğinizi oluşturan El Esmâ’sındaki kuvveden) yardım isteyin ve sabredin...”
70. “Ve kada Rabbüke elle ta’budu illâ iyyahu…” (17.İsra’: 23)
“Rabbin, sadece O’na kulluk etmenizi hükmetti...”
71. “Ve ma halaktül cinne vel inse illâ liya’budun” (51.Zâriyat: 56)
“Ben cini ve insi yalnızca (Esmâ özelliklerimi açığa çıkarmak suretiyle) kulluk etmeleri için yarattım!”
72. “Bediy’üs Semâvâti vel Ard* ve izâ kada emran feinnemâ yekulü lehû kün feyekün” (2.Bakara: 117)
“Semâların ve arzın Bediy’idir (örneği benzeri olmadan icat edendir)... Bir işin olmasını dilerse ‘Ol’ der ve olur!”
73. “VALLÂHu halekakum ve ma ta`melun” (37.Sâffât: 96)
“Hâlbuki sizi de yaptıklarınızı da Allâh yaratmıştır!”
74. “Elem tera ennAllâhe yescüdü leHU men fiys Semavati ve men fiyl Ardı veşŞemsü vel Kameru venNücumü velCibalü veşŞeceru vedDevâbbü ve kesiyrun minenNas* ve kesiyrun hakka aleyhil azâb* ve men yühinillâhu fema lehu min mükrim* innAllâhe yef’alu ma yeşa” (22.Hac: 18)
“Görmedin mi ki Allâh (O’dur ki), semâlarda kim varsa ve arzda kim varsa; Güneş, Ay, Yıldızlar, Dağlar, Ağaçlar, Dabbeler (yürür canlılar) ve insanlardan birçoğu O’na secde etmede! Birçoğunun üzerine de azap hak olmuştur... Allâh kimi hor-hakir kılarsa, artık onu yüceltecek yoktur... Muhakkak ki Allâh dilediğini yapar.”