Muhterem kişi...
Bütün bunları öğrendikten sonra, nefsini tezkiye etmeye çalış... İşe buradan başla:
“GERÇEKTEN ONU (bilincini) ARINDIRAN KURTULMUŞTUR.” (91.Şems: 9)
Bak, eğer bu işe girişebilecek meyli hissedebiliyorsan gönlünde -ki niyetin gerçek mânâsı, gönlün bir işe olan meylidir-; bil ki; yaratılışından takdir gereği bu yol sana kolaylaştırılmıştır. Artık sakın, değerli zamanını yarın pişman olacağın işe harcama!..
“RABBİNİN İSMİNİ ZİKRET (hatırla) VE HER ŞEYDEN KESİLİP SIRF O’NA YÖNEL!” (73.Müzzemmil: 8)
Çünkü;
“... ALLÂH DİLEDİĞİNİ KENDİNE SEÇER; KENDİNE YÖNELENLERİ DE HAKİKATE ERDİRİR!” (42.Şûrâ: 13)
Bu hâl üzere, çok çalış!.. Çalış ki aslına yönelişinde güçlü olup, tekâmülünde hız kazanasın. Zira sen, gerçek yol üzeresin. Çünkü yönelişin sonunda, sana hidâyet verildi. Sana yardım elleri içinden ve dışından uzanır; okumadın mı Kitabı;
“BİZ’E (ermek için nefsine karşı) SAVAŞ VERENLERE GELİNCE, ELBETTE ONLARI YOLLARIMIZA ULAŞTIRACAĞIZ...” (29.Ankebût: 69)
Böylece, yönelişin sonunda hidâyet verilmiş, yani anlayış kapıların açılmış, gerçek yolu bulmuş olursun.
“ALLÂH KİME HİDÂYET EDER İSE, ODUR HAKİKATE EREN!..” (7.A’raf: 178)
Bunları idrak ettikten sonra, “gizli şirkin” kabacalarından kaçınmak gerek!..
Sakın, süt içtim de midem ağrıdı, diyen mübareğin hâline düşme...
Sebebi, müsebbib görüp, ondan bilme!.. Sonra böyle düşünür de, “sebebi” tanrı edinmiş oluverirsin farkında olmadan!..
“ALLÂH YANI SIRA TANRIYA (dışsal güce) YÖNELME!..” (28.Kasas: 88)
Bil ki, Allâh “şirk koşanları” sevmez ve tövbe etmedikçe affetmez. Bu konudaki geniş bilgiyi “HZ. MUHAMMED’İN AÇIKLADIĞI ALLÂH” isimli kitabımızda anlattık.
“...KESİNLİKLE ŞİRK ÇOK BÜYÜK BİR ZULÜMDÜR!” (31.Lukmân: 13)
İşte bundan sonra nihayet öyle bir mertebeye erersin ki, ne nefsin kalmıştır ortada düşünebileceğin, ne de ehl-i iyalin. Sadece Yaradan kalır!.. Ve O’nun dilediği!..