Mi’râc ve Hz. Ebu Bekir
Şimdi, Hicretten bir sene evvelindeyiz...
Rasûlü Ekrem’in hanımı Hz. Hatice, amcası Ebu Talib bu geçen müddet zarfında vefat ettiler...
Sonra Hz. Ömer de İslâmiyeti kabul edip müslümanların sınıfına geçti...
Ve daha birçok insan, müslüman oldu bu geçen müddet zarfında...
Bakın, bu ayda ne oldu!..
Aylardan Recep, yirmi altıncı günü yirmi yedinci güne bağlayan gece...
Rasûlü Ekrem, evinde oturmakta iken, Cibrîl geldi!..
O’nu aldı, önce Kudüs’e Mescidi Aksa’ya götürdü; sonra da Mescidi Aksa’dan alarak göklere çıkarttı!..
Sabaha yakın bir zamanda da eve geri getirdi!..
Hâlbuki o zamanki vasıtalarla, Mekke’den Kudüs’e, Mescidi Aksa’ya gitmek bir aylık bir zaman isterdi...
Ertesi gün, yani Recep’in yirmi yedinci günü; Rasûlü Ekrem, Kâbe’nin yanına çıkarak bu “İsra” hâdisesini müşriklere anlatmaya başladı...
Müşriklerin aklı ermedi bu işe!..
Kudüs’e, Mescidi Aksa’ya dair birçok sualler sordular, hepsine de doğru cevap verdi Rasûlü Ekrem... Oysa bundan evvel hiç gitmemişti oraya...
İşte bu muazzam hâdise karşısında akılları duran müşrikler; şaşkınlık, hayret, anlamamazlık ve inkâr içinde, deliler gibi Rasûlü Ekrem’in en yakın arkadaşı olan Hz. Ebu Bekir’in yanına koşmaya başladılar...
Henüz Hz. Ebu Bekir, Rasûlü Ekrem’le görüşmemişti ve dolayısıyla da, bu muazzam hâdiseden haberi yoktu...
Müşrikler nefes nefese Ebu Bekir’in yanına yaklaştılar...
Ebu Bekir, onların bu hâlinden önemli bir şey olduğunu sezmişti.
Müşrikler alelacele bütün hâdiseyi anlattıktan sonra:
− Senin kanaatin nedir, yâ Eba Bekr? Nedir bu işler?... Muhammed-ül Emin doğru mu söylüyor?..
Hz. Ebu Bekir, tereddüt etmeden cevap verdi onlara:
− Rasûlullâh’ın doğruları söylediğine kesin inanıyorum! Bu konuda en ufak bir şüphem yoktur!.. Bu kanaatimi size de bildirmekle memnuniyet duyarım... O’nun anlattıklarının doğruluğu hakkında zerre kadar şüphe etmem...
Müşrikler bu cevap karşısında apışıp kaldılar!..
Onlar zannediyorlardı ki, Hz. Ebu Bekir bu hâdiseye inanmayacak da İslâmiyeti terk edecek...
Bunda da aldanmışlardı!.. Bu şaşkınlık içerisinde sordular:
− Demek sen, Muhammed-ül Emin’in bir gecede Mescidi Aksa’ya gidip, aynı gece geri gelmesine inanıyorsun ha?..
− Elbette inanıyorum... Değil bu, bundan daha ziyade uzaklarına, meleklerin gökten getirdikleri haberlere bile inanıyorum...
Bu durumu Rasûlü Ekrem’e anlattıkları zaman, Hz. Ebu Bekir “SIDDÎK” yani; “gerçeği tam, mutlak ve kesin bir imanla tasdik eden” ünvanı verildi...
Öyle ise, bundan sonra biz de bu en kıymetli ünvanı ile bahsedelim...