214. “Kale feBima ağveyteniy leak’udenne lehüm sıratakel müstekıym; Sümme leatiyennehüm min beyni eydiyhim ve min halfihim ve an eymanihim ve an şemailihim* ve lâ tecidü ekserehüm şakiriyn” (7.A’raf: 16-17)

“‘Yemin ederim ki, (yudillü men yeşau = dilediğine sapmayı yaşattırır; realitesince) beni sapıttırmanın sonucu olarak, onlara engel olmak için senin sırat-ı müstakimine oturacağım! Sonra andolsun ki, onlara önlerinden (hırslarını tahrik ederek - benliklerini yücelterek hakikati inkâra sürükleyerek), arkalarından (gizli şirke yönelterek - saptırıcı fikirlerle), sağlarından (senden alıkoyacak hayırları ilham ederek) ve sollarından(kötülükleri güzel - süslü göstererek) geleceğim... Onların çoğunluğunu, verdiklerini değerlendiren olarak bulamayacaksın!’”

 

215. “Kale feBi ızzetiKE le uğviyennehüm ecme’ıyn; İlla ‘ıbadeKE minhümül muhlesıyn” (38.Sâd: 82-83)

(İblis) dedi ki: ‘İzzetine (karşı konulmaz gücüne) yemin ederim ki, onların hepsini şaşırtıp (kendilerini beden kabul ettirerek, bedenin zevkleri peşinde koşturarak; hakikatlerini oluşturan ruhun konusundan) saptıracağım. Ancak onlardan ihlâsa erdirilmiş (hakikatlerini yaşattığın) kulların müstesna.’”

 

216. “Leanehullah* ve kale leettehızenne min ıbadike nesıyben mefruda; Ve leüdıllennehüm ve le ümenniyennehüm ve le amürrennehüm fele yübettikünne azânelen’ami ve leamürennehüm fele yüğayyirunne halkAllâh* ve men yettehıziş şeytane veliyyen min dûnillâhi fekad hasira husranen mubiyna; Ye’ıduhüm ve yümenniyhim* ve ma ye’ıduhümüş şeytanü illâ ğurura” (4.Nisâ’: 118-120)

(Oysa İblis - bedensel dürtüler) Allâh’ın lânetine uğramıştır... İblis: ‘Senin kullarından bir mukadder pay alacağım... Elbette onları saptıracağım, onları boş heveslerde (bedensellikte) boğacağım; onlara emredeceğim de en’amın (kendilerinden kurban olan davarların) kulaklarını kesecekler ve dahi onlara emredeceğim, Allâh’ın yarattığını değiştirecekler.’ Kim Allâh’ı bırakır da şeytanı (egosunu-bedensel dürtülerini) yönetici edinirse, gerçekten o apaçık bir hüsrana uğramıştır. Onlara vaatlerde bulunur ve onlara umut verip sonu hüsrana çıkacak arzular peşinde koşturur. (Oysa) şeytan, aldanıştan başka bir şey vadetmemektedir.”

 

217. “Ve inne aleyke la’netİY ila yevmid diyn” (38.Sâd: 78)

“Muhakkak ki, hüküm sürecine kadar lânetim (benden uzaklık) senin üstündedir!”

 

218. “Kalehbitu ba’duküm li ba’din adüvv*…” (7.A’raf: 24)

“Buyurdu: ‘Birbirinize (bilinç - beden ikilisi) düşman olarak (kuvveler boyutunda yaşamaktan beden boyutunun şartlarını yaşamaya) inin!’”

 

219. “Ma entüm aleyhi Bi fatiniyn; İlla men huve salil cahıym” (37.Sâffât: 162-163)

“O’nun aleyhine (kimseyi) ayartıp kandıramazsınız! Ancak cehennemî yanışa gidecekler müstesna.”

 

220. “Ve lekad saddeka aleyhim ibliysü zannehu fettebe’uhü illâ feriykan minel mu’miniyn; Ve ma kâne lehu aleyhim min sultanin illâ lina’leme men yu’minu Bil ahireti mimmen huve minha fiy şekkin…” (34.Sebe’: 20-21)

Andolsun ki İblis’in onların (insanların) hakkındaki zannı doğru çıktı da, iman edenler dışındakiler ona tâbi oldular. Oysaki onun (İblis), onlar üzerine bir zorlayıcı gücü yoktu! Sadece sonsuz gelecek yaşamına iman eden ile ondan kuşku duyanın farkı açığa çıksın diye bunu yaptık.”

 

221. “Ya ma’şeral cinni vel insi elem ye’tiküm Rusulün minküm yekussune aleyküm âyâtiy ve yünziruneküm lıkae yevmiküm hazâ* kalu şehidna alâ enfüsina ve ğarrethümül hayatüd dünya ve şehidu alâ enfüsihim ennehüm kânu kafiriyn” (6.En’am: 130)

“‘Ey cin ve ins topluluğu, hakikate işaret eden mesajlarımı anlatan ve şu güne ulaşacağınız hakkında sizi uyaran, sizden Rasûller gelmedi mi?’... ‘Kendi aleyhimize şahidiz’ dediler... Dünya hayatı onları aldattı ve(sonuçta) kendilerinin, hakikat bilgisini inkâr edenlerden olduklarına şahitlik ettiler!”

 

222. “Vel Canne halâknahu min kablü min narisSemum” (15.Hicr: 27)

“Cann’ı da daha önce semum ateşten (gözeneklerden geçen, zehirleyici ateşten; ışınsal bedenle, cehennemdeki ateş, semum kelimesiyle tanımlanmıştır. A.H.) yarattık.”

 

223. “Ve halekalCanne min maricin min nar” (55.Rahmân: 15)

“Cann’ı (cin sınıfını - görünmez varlıkları) da dumansız ateşten (radyasyon - ışınsal enerji - elektromanyetik dalga bedenli) yarattı.”

 

224. “Ve iz sarafnâ ileyke neferen minel cinni yestemi’unel Kur’ân* felemma hadaruhu kalu ensıtu* felemma kudıye vellev ila kavmihim münziriyn; Kalu ya kavmena inna semi’na Kitaben ünzile min ba’di Musa musaddıkan lima beyne yedeyhi yehdiy ilel Hakkı ve ila tariykın müstekıym; Ya kavmena eciybu da’ıyAllâhi ve aminu Bihi yağfir leküm min zünubiküm ve yücirküm min azâbin eliym” (46.Ahkaf: 29-31)

“Hani cinden (insan gözünün görme alanı dışında kalan bir türden) bir grubu, Kurân’ı işitip dinlesinler diye sana yöneltmiştik... Ona hazır olduklarında dediler ki: ‘Susun!’... Hüküm yerine gelince de uyarıcılar olarak toplumlarına döndüler! Dediler ki: ‘Ey halkımız... Biz, Musa’dan sonra inzâl edilmiş, öncekileri tasdikleyen, Hakk’a ve tarik-i müstakime yönlendiren bir Bilgi işitip dinledik. Ey kavmimiz... DAÎALLÂH(Allâh davetçisine) (DAÎALLÂH; cinler O’nu DAÎALLÂH olarak görüp değerlendirmiştir, Rasûlullâh olarak değil. Postacı - elçi türü yaklaşımların temeli de bu kelimenin anlamına dayanır) icabet edin ve O’na iman edin ki, bazı günahlarınızı bağışlasın; sizi feci bir azaptan korusun.’”

87 / 88

Bunlar da İlginizi Çekebilir

Bu Kitabı İndirebilirsiniz!