35. “…zâlike fadlullahi yü’tiyhi men yeşa’*…” (57.Hadiyd: 21)
“…İşte bu Allâh’ın fazlıdır ki onu dilediğine verir!..”
36. “Femen yüridillâhu en yehdiyehu yeşrah sadrehu li’lİslâm* ve men yürid en yudıllehu yec’al sadrehu dayyikan harecen keennema yassa’adu fiys Semâ’*…” (6.En’am: 125)
“Allâh kimin için hidâyet murat ederse, onun sadrını (içini - anlayışını) İslâm’a (teslim olmuşluğunun farkındalığına) açar! Kimi de saptırmayı dilerse; onun da sadrını (içini) daraltır, sanki zorlukla semâya yükseliyormuş gibi!..”
37. “…ve lakinnAllâhe yüzekki men yeşa’*…” (24.Nûr: 21)
“…Fakat Allâh dilediğini arındırır...”
38. “Kad eflaha men zekkâha” (91.Şems: 9)
“Gerçekten onu (bilincini) arındıran kurtulmuştur.”
39. “…va’lemu ennAllâhe yehulü beynel mer’i ve kalbihi ve ennehu ileyHİ tuhşerun” (8.Enfâl: 24)
“…İyi bilin ki (davet edildiğinize uymazsanız) Allâh (beynindeki var olan sistemiyle) kişinin bilinci ile kalbi arasına girip engel olur... Siz O’na haşrolunacaksınız.”
40. “…külle yevmin HUve fiy şe’n” (55.Rahmân: 29)
“...HÛ her ‘AN’ yeni iştedir!”
41. “Yemhullahu ma yeşau ve yüsbit* ve ‘ındeHU Ümmül’Kitab” (13.Ra’d: 39)
“Allâh dilediğini ortadan kaldırır ve (dilediğini de) sâbit kılar. O’nun indîndedir Ümmül Kitap (ana BİLGİ - Esmâ mertebesinin her an nasıl bir şe’nde olacağının ilmi)!”
42. “Ma yubeddelul kavlu…” (50.Kaf: 29)
“Benim katımda hüküm değiştirilmez!..”
43. “…vAllâhu yerzuku men yeşâu Bi ğayri hisab” (2.Bakara: 212)
“...ALLÂH dilediğine hesapsız rızık verir.”
44. “…li küllin cealna minküm şir’aten ve minhaca*…” (5.Mâide: 48)
“...Sizden her biriniz için bir şir’at (yaşam ortam ve şartlarına göre kurallar) ve bir minhac (zamanla değişmesi mümkün olmayan realiteler üzerine kurulmuş sistem) oluşturduk...”
45. “Âmener Rasûlü Bi mâ ünzile ileyhi min Rabbihî…” (2.Bakara: 285)
“Er Rasûl (Hz. Muhammed a.s.) Rabbinden (varlığını oluşturan Allâh Esmâ’sı bileşiminden) kendisine (şuuruna)inzâl olana (boyutsal bir geçiş yapan bilgiye) iman etmiştir…”
46. “…lâ nuferriku beyne ehadin min RusuliHİ…” (2.Bakara: 285)
“...O’nun Rasûlleri arasında (irsâl olmaları konusunda) hiçbir ayırım yapmayız...”
47. “…lev yeşaullahu lehedenNase cemiy’a*…” (13.Ra’d: 31)
“…eğer Allâh dileseydi elbette insanların hepsini hakikate erdirirdi!..”
48. “Velev şi’na leateyna külle nefsin hüdaha ve lâkin hakkal kavlü minniy leemleenne cehenneme minel cinneti venNasi ecma’ıyn” (32.Secde: 13)
“Eğer dileseydik, her benliğe kendi hakikatini elbette fark ettirirdik! Ne var ki benden: ‘Cinlerden ve insanlardan oluşan toplulukla cehennemi elbette dolduracağım’ sözü hak olmuştur.”
49. “Velev şâe Rabbüke leamene men fiyl Ardı küllühüm cemiy’a* efeente tükrihün Nase hatta yekûnu mu’miniyn; Ve ma kâne li nefsin en tu’mine illâ Biiznillâh*…” (10.Yûnus: 99-100)
“Eğer Rabbin dileseydi, yeryüzünde kim varsa, elbette hepsi toptan iman ederdi... Olayın gerçeği bu iken; sen, iman etmeleri için insanları zorlayacak mısın? Kendisini yaratan Allâh Esmâ’sının bileşimi elvermedikçe, bir nefs için iman etmek mümkün değildir! etmek mümkün değildir!”
50. “Ma aler Rasûli illel belağ*…” (5 Mâide: 99)
“Rasûle düşen sadece tebliğ etmektir!..”