88 - Ğâşiye Sûresi
"Euzü Billahi mineş şeytanir racim"
BismillahirRahmanirRahıym
-
Hel etake hadiysülğaşiyeh;
Sana Gaşiye’nin (bütün insanları örtüp bürüyen o büyük tecelli - kıyamet) haberi geldi mi?
-
Vucûhun yevmeizin haşi’ah;
O gün yüzler (vardır) zilletle yere bakar!
-
‘Amiletün nasıbetün;
(Örf - âdet olarak) çalışmış (ibadet etmiş) boşa yorulmuş!
-
Taslâ naren hamiyeten;
Kızgın bir ateşe maruz kalır (o yüzler)!
-
Tüska min ‘aynin aniyeh;
Kızgın bir kaynaktan içirilirler!
-
Leyse lehüm ta’amün illâ min dariy’ın;
Onlar için Dari’ (zehirli - yırtıcı bir diken?)den başka yiyecek yoktur.
-
Lâ yüsminu ve lâ yuğniy min cu’ın;
Ne besler ne de açlıktan kurtarır.
-
Vucûhun yevmeizin na’ımetün;
O süreçte nimetin eseri görülen nice yüzler de (vardır).
-
Lisa’yiha radıyetün;
(Hakkıyla yaptığı) çalışmalarının getirisinden razıdır!
-
Fiy cennetin ‘aliyeh;
Âli bir cennettedir!
-
Lâ tesme’u fiyha lağıyeh;
Orada boş laf işitmez.
-
Fiyha ‘aynün cariyetün;
Orada (daim) akan bir kaynak (ilim ve kudret) vardır.
-
Fiyha sürurun merfû’atün;
Orada yükseltilmiş tahtlar vardır.
-
Ve ekvabün mevdû’atün;
(Yerlerine) konulmuş testiler,
-
Ve nemariku masfûfetün;
(Arkalarına) sıra sıra dizilmiş yastıklar,
-
Ve zerabiyyü mebsûseh;
(Altlarına) yayılmış yaygılar (vardır).
-
Efela yenzurune ilel’İbilli keyfe hulikat;
Bakmıyorlar mı el İbil’e (yağmur yüklü bulutlara) nasıl yaratılmış?
-
Ve ilesSemâi keyfe rufi’at;
(Bakmıyorlar mı) semâya, nasıl ref’olunmuş (nasıl uzay oluşmuş)!
-
Ve ilelcibali keyfe nusıbet;
(Bakmıyorlar mı) dağlara, nasıl yerleştirilmiş!
-
Ve ilel’Ardı keyfe sutihat;
(Bakmıyorlar mı) arza, nasıl döşenmiş!
-
Fezekkir innema ente müzekkir;
HATIRLAT; çünkü sen ancak bir hatırlatıcısın (hakikatlerini hatırlatmak için irsâl oldun)!
-
Leste ‘aleyhim Bimusaytır;
Onlar üzerine musallat olan zorba değilsin!
-
İlla men tevellâ ve kefere;
Ancak kim yüz çevirir ve küfür ederse (hakikati inkâr - reddederse),
-
Feyu’azzibühullahul’azâbel’ekber;
Allâh onu, en büyük azap ile azaplandırır!
-
İnne ileyNA iyabehüm;
Muhakkak ki bizedir onların dönüşleri.
-
Sümme inne ‘aleyNA hısabehüm;
Sonra muhakkak ki bize aittir yaptıklarının sonucunu yaşatmak!