Bundan sonra Rasûlü Ekrem:
− Yâ Suraka!.. Bizi görmüş olduğunu kimseye söyleme... Gizle...
Buyurdu ve devesini ileri sürerek tekrar yola koyuldu...
Suraka geldiği yolda geriye dönerek bir müddet ilerledikten sonra, karşıdan kendisine doğru gelen arkadaşlarına rastladı... Sordu:
− Nereye gidiyosunuz böyle pürtelaş?..
− Muhammed ile arkadaşlarını aramaya gidiyoruz... Sen nereden?..
− Boş yere ilerilere gidip kendinizi yormayın... Ben gözün gördüğü kadar bütün sahayı aradım, ama boş!.. İzleri, eserleri yok ortalıkta... Haydi gelin başka tarafları arayalım...
Arkadaşlarını alıp geriye döndüren Suraka, Taif seferi zamanında müslüman olmuş ve üçüncü Halife Hz. Osman’ın zamanına kadar, Medine’de yaşamıştır...
Rasûlü Ekrem ile Ebu Bekr es Sıddîk Hazretleri ve ikici devedekiler, artık bundan sonra, kazasız belâsız yollarına devam ettiler... Arada sırada, Hazreti Sıddîk’ın tacirliği dolayısıyla tanışmakta olduğu bazı kafilelere rast geliyorlar ve aralarında şöyle bir konuşma geçiyordu:
− Merhaba yâ Eba Bekr!..
− Merhaba yâ Eba Cemil...
− Hayrola, önünüzde oturan da kim?..
− Rehberim... Kılavuzluk ediyor bana yolda...
Hazreti Ebu Bekr es Sıddîk, tanımayanlara katiyen söylemiyordu, önünde oturmakta olanın Rasûlü Ekrem olduğunu...