Ahzâb Sûresi: 9-25
AÇIKLAMA:
Ahzâb Sûresi: 9-25 âyet grubu, Hendek Savaşı hakkındadır!.. O süreçteki olayları ve tarafları türlü yönleriyle anlatmaktadır!..
9-) Ya eyyühelleziyne amenüzküru nı’metAllâhi aleyküm iz caetküm cünudün feerselna aleyhim riyhan ve cünuden lem teravha* ve kânAllâhu Bima ta’melune Basıyra;
Ey iman edenler... Size olan Allâh nimetini hatırlayın... Hani (Hendek savaşında) size ordular geldi de onların üzerine bir fırtına ve görmediğiniz ordular irsâl ettik... Allâh, yaptıklarınızı (yaratanı olarak) Basıyr’dir.
10-) İz cauküm min fevkıküm ve min esfele minküm ve iz zâğatil’ ebsaru ve beleğatil kulubül hanâcire ve tezunnune Billâhizzununa;
Hani size hem üst tarafınızdan ve hem de aşağı tarafınızdan geldiler... Hani gözleriniz kaymış, yürekleriniz ağzınıza varacak hâle gelmiştiniz! Allâh hakkında türlü zanlarda bulunuyordunuz.
11-) Hünalikebtüliyel mu’minune ve zülzilu zilzalen şediyda;
İşte orada iman edenler imtihan edilmiş ve şiddetli bir şekilde sarsılmışlardı.
12-) Ve iz yekulül münafikune velleziyne fiy kulubihim meredun ma ve’adenAllâhu ve RasûluHU illâ ğurura;
Hani münafıklar ve kalplerinde maraz bulunanlar (sağlıklı düşünemeyenler): “Allâh ve O’nun Rasûlü, bize bir aldanıştan başka bir şey vadetmemiş” diyorlardı.
13-) Ve iz kalet taifetün minhüm ya ehle yesribe lâ mükame leküm ferciû* ve yeste’zinü feriykun minhümün Nebiye yekulune inne buyutena avretün ve ma hiye Bi avretin, in yüriydune illâ firara;
Hani onlardan bir grup dedi ki: “Ey Yesrib Halkı (Yesrib, Medine’nin eski adıdır)! Sizin için kalınacak yer yoktur; geri dönün!” Onlardan bir grupsa: “Muhakkak ki evlerimiz korumasızdır” diyerek O Nebiden izin istiyordu... Oysa onlar (evleri) korunaksız değildir... Onlar kaçmaktan başka bir şey istemiyorlardı.
14-) Velev dühılet aleyhim min aktariha sümme süilül fitnete leatevha ve ma telebbesû Biha illâ yesiyra;
Eğer onun (şehrin) çevresinden evlerine zorla girilmiş olsaydı, sonra da onlardan dinlerinden dönmeleri istenseydi, onu mutlaka uygularlardı (münafıklar - ikiyüzlüler)...
15-) Ve lekad kânu ahedullahe min kablü lâ yüvellunel edbar* ve kâne ahdullahi mes’ula;
Andolsun ki, arkalarına dönüp kaçmayacaklarına dair daha önce Allâh’a ahdetmişlerdi... Allâh’a verilen söz (ahd) sorulur (sonucu yaşatılır)!
16-) Kul len yenfe’akümül firaru in ferartüm minel mevti evil katli ve izen lâ tümette’une illâ kaliyla;
De ki: “Eğer ölümden yahut öldürülmekten kaçıyorsanız, kaçışınız size asla fayda vermez... Tut ki kaçtınız diyelim (çok çok kısa dünya yaşamı nedeniyle) kazancınız yok denecek kadar az olur!”
17-) Kul men zelleziy ya’sımüküm minAllâhi in erade Biküm suen ev erade Biküm rahmeten, ve lâ yecidune lehüm min dûnillâhi Veliyyen ve lâ Nasıyra;
De ki: “Eğer sizden bir kötülük (açığa çıkarmayı) irade ederse yahut sizden bir rahmet (açığa çıkarmayı) irade ederse, sizi Allâh’a (iradesine) karşı kim korur?” Allâh dûnunda ne bir Veliyy ne de bir yardımcı bulamazlar.
18-) Kad ya’lemullâhul mu’avvikıyne minküm velkailiyne liıhvanihim helümme ileyna* ve lâ ye’tunel be’se illâ kaliyla;
Sizden bu işi savsaklayıp ve cemaatine de: “(Rasûlullâh’ı bırakın) bize gelin!” diyenleri Allâh gerçekten bilir! Zaten onlar savaşa pek az gelirler.
19-) Eşıhhaten aleyküm* feizâ caelhavfü raeytehüm yenzurune ileyke teduru a’yünühüm kelleziy yuğşa aleyhi minel mevt* feizâ zehebelhavfü selekuküm Bi elsinetin hıdadin eşıhhaten alel hayr* ülaike lem yu’minu feahbetAllâhu a’malehüm* ve kâne zâlike alAllâhi yesiyra;
Size karşı cimridirler (ikiyüzlüler)! Savaş - ölüm korkusu geldiğinde, üzerine ölüm korkusuyla baygınlık çökmüş kimse gibi, gözleri dönmüş bir hâlde sana baktıklarını görürsün... Korkuları geçtiğindeyse mal düşkünleri olarak sizi keskin dilleri ile incitirler... İşte bunlar iman etmemişlerdir! Bu yüzden de Allâh onların yaptıklarını boşa çıkarmıştır... Bu, Allâh için pek kolaydır.
20-) Yahsebunel ahzabe lem yezhebu* ve in ye’til ahzabü yeveddu lev ennehüm badune fiyl a’rabi yes’elune ‘an enbaiküm* ve lev kânu fiyküm ma katelu illâ kaliyla;
Ahzab’ın (savaşmak için gelen destek gruplarının) gitmediğini sanıyorlar... Eğer Ahzab (yeniden) gelse, bunlar arzu ederler ki, kendileri bedevîler içinde çölde kalıp, haberlerinizi almakla yetinsinler! Zaten aranızda olsalardı, pek az savaşırlardı.
21-) Lekad kâne leküm fiy Rasûlillâhi üsvetün hasenetün limen kâne yercullahe vel yevmel âhıre ve zekerAllâhe kesiyra;
Andolsun ki, Rasûlullâh’ta sizin için mükemmel bir örnek yaşam vardır! Allâh’ı ve sonsuz geleceği umanlar ve Allâh’ı çok zikredenler (hatırlayanlar) için!
22-) Ve lemma rael mu’minunel ahzabe kalu hazâ ma veadenAllâhu ve RasûluHU ve sadakAllâhu ve RasûluHU ve ma zadehüm illâ iymanen ve tesliyma;
İman edenler ise Ahzab’ı (destek için gelmiş grupları) gördüklerinde: “Bu, Allâh ve Rasûlünün bize vadettiğidir... Allâh da Rasûlü de doğru söylemiştir” dediler... (Bu) onların ancak iman ve teslimiyetlerini artırdı.
23-) Minel mu’miniyne ricalün sadeku ma ahedullahe aleyh* feminhüm men kadâ nahbehu ve minhüm men yentezır* ve ma beddelu tebdiyla;
İman edenlerden öyle rical vardır ki, Allâh’a verdikleri sözde durdular... Onlardan kimi hayatını adamıştı, yerine getirdi (Allâh uğruna ölümü tattı); ve onlardan kimi de (yerine getirmeyi) beklemektedir... Onlarda değişme olmamıştır!
24-) LiyecziyAllâhus sadikıyne Bi sıdkıhim ve yu’azzibel münafikıyne in şâe ev yetube aleyhim* innAllâhe kâne Ğafûran Rahıyma;
Böylece Allâh, sadıkları (doğrucuları - hakikati tasdik edenleri) sıdkların (saf samimi inanç) sonuçlarıyla cezalandıracak; münafıkları ise, dilerse azabı yaşatacak yahut onların tövbelerini gerçekleştirecek... Muhakkak ki Allâh Ğafûr’dur, Rahıym’dir.
25-) Ve reddAllâhulleziyne keferu Bi ğayzıhim lem yenalu hayra* ve kefAllâhul mu’miniynel kıtal* ve kânAllâhu Kaviyyen ‘Aziyza;
Allâh, hakikat bilgisini inkâr edenleri bir hayra nail olmaksızın kendi hışımları ile defetti! Allâh, savaşta iman edenlere yeterli geldi... Allâh Kaviyy’dir, Aziyz’dir.