Duha Sûresi: 1-11
AÇIKLAMA:
Duha Sûresi, kaynak tertiplerde 10 veya 11.sırada Fecr Sûresi’nden sonraya yerleştirilmiştir!..
Hz. Rasûlullâh (a.s.)’a vahyin açılmasından sonra, “vahiy kesildi” denilecek kadar vahyin inkıtâ’ya uğradığı fetret dönemi sözkonusudur!..
Ancak muhtelif âyetleri değerlendirdiğimizde vahyin inkıtâ’ya uğradığı dönemler ve müddetleri farklı olmalıdır, sonucu çıkmaktadır!..
Mesela, Müddessir Sûresi’nin ilk âyetlerinden önce, Duha Sûresi’nden önce, Meryem: 64-65’ten önce, Kehf: 23-24’ten önce, farklı müddet ve nedenle vahyin kesildiği söylenebilir!..
Tefsîrlerde bu âyetlerin hepsi, tek bir vahiy kesilmesi ile ilgiliymiş gibi geçmektedir?!..
Elbette ilk vahiy kesilmesi (beynin vahye ve risâlete alıştırılması; FETRET), en uzunudur!..
Müzzemmil, A’lâ, Necm, Kıyamet, TâHâ sûrelerinde de vahyin bu yönüyle ilgili önemli ifadeler var!..
Vahiy kesintisi, beynin yapısı gereği bir hikmettir!.. Kur’ân-ı Kerîm, niye bir defada tam bir KİTÂB olarak nâzil olmadı (Furkan: 32, İsrâ: 106?)?!..
“Bel kıran”, “vahiy katibinin elini kıran”, “deve çökerten” vahyin (nübüvvet’in) “ağır”lığını (Müzzemmil: 5-6), beyin gerçeğimizle düşünelim!..
Nitekim Duha Sûresi nâzil olduğunda Hz. Rasûlullâh (a.s.), “Allâhu Ekber” diyerek müşâhede hissiyatını ve sürûrunu ifade eder!.. Kurân’ın mukabele hatimlerinde bu sûre’den itibaren “Allâhu Ekber” denilmesi buraya dayanır!..
Duha Sûresi’nin nüzûlü ile ilgili esbâb-ı nüzûl’deki rivayetlerden bir rivayet şöyledir:
“Ebû Leheb'in iki eli kurusun...” âyetleri inzâl olunca Ebû Leheb'in karısı (Ebû Süfyân’ın kızkardeşi, Muâviye’nin halâsı) Ümmü Cemîl'e: “Muhammed seni hicvetti” dediler...
Bunun üzerine kadın bir kalabalıkta oturmakta olan Nebi (s.a.v.)’e gelerek “Ey Muhammed, beni niçin hicvettin?” dedi...
Hz. Rasûlullâh a.s. da: “Vallâhi seni ben hicvetmedim, seni Allâh hicvetti!” buyurdu!..
(Metaforu anlamayan) kadın: “Hiç sen beni odun yüklenirken, yahut boynumda bükülmüş bir iple gördün mü?” dedi ve gitti...
Bu arada bir müddet Nebi (s.a.v.)’e vahiy (Cibrîl) gelmedi!..
Bunun üzerine Ümmü Cemîl, Nebi (s.a.v.)’e gelerek (Bu, Nebi (s.a.v.)’in, vahiy kesilmesiyle ilgili, etraftan fark edilebilecek bir hâli sebebiyle de olabilir; Tebbet Sûresi gibi müşrikleri hicveden yeni âyetlerin gelmemesi dolayısıyla da olabilir): “Şeytânını görmüyorum; herhalde seni terketmiş, darılmış olmalı” dedi... Bunun üzerine Allâh, Duha Sûresi(nin ilk âyetleri)’ni inzâl etti!..
Bu husutaki en meşhûr ve makûl rivayetleri dikkate aldığımızda, yalnızca Ebû Leheb’in karısıyla sınırlı olmaksızın (ki, sûre’nin yeri ile ilgili bu ümmü cemîl rivayeti önemlidir), Mekke müşriklerinin Hz. Rasûlullâh (a.s.)’ı hafife alıp alay etmelerinin Hz. Rasûlullâh (a.s.)’ı etkilemesi ve bu hissiyatla Hz. Rasûlullâh’ın ilâhî himâye talep eder bir hâlde olması, bu sûre’nin nüzûlü için önemli bir faktördür, denilebilir!
“B”İsmillâhir Rahmânir Rahıym
1-) VedDuha;
Kasem ederim duhaya (Güneş’in dünyayı aydınlatmaya başladığı saatlere),
2-) VelLeyli izâ seca;
Sükûnet vaktinde geceye ki,
3-) Mâ vedde’ake Rabbüke ve mâ kalâ;
Rabbin seni terk etmedi ve darılmadı!
4-) Ve lel’ahıretü hayrün leke minel’ûla;
Elbette sonsuz gelecek yaşam senin için şimdikinden hayırlıdır.
5-) Ve lesevfe yu’tıyke Rabbüke feterda;
Elbette Rabbin sana verecek de razı olacaksın!
6-) Elem yecidke yetiymen fe âva;
Seni bir yetim (babasız ve anasız) bularak barındırmadı mı?
7-) Ve vecedeke dâ(aaa)llen feheda;
Seni dall (Zâtî hakikatini bilmeyen) bulup da hakikate erdirmedi mi?
8-) Ve vecedeke ‘âilen fe eğna;
Seni hiçbir şeyin yok iken (fakr - “yok”lukta) bulup da zenginliğe (“gına”ya) kavuşturmadık mı (El Ğaniyy kulu yapmadık mı, Âlemlerden Ğaniyy olanın kulluğunu yaşatmadık mı)?
9-) Feemmel yetiyme fela takher;
O hâlde, yetime hor bakma!
10-) Ve emmessâile felâ tenher;
İsteyeni, soru soranı sakın azarlama!
11-) Ve emma Bi nı’meti Rabbike fe haddis;
Rabbinin nimetini, dillendir!