Zilzâl Sûresi: 1-8
AÇIKLAMA:
Zilzâl Sûresi, kaynak tertiplerde ağırlıklı Medine (Bakara: 284, Nisâ’: 40,123?) dönemine yerleştirilmiştir!..
Metnin uslûbu ve “insan”ı muhatap alan konusu, Mekke dönemini gösterir!..
Sûrenin Medenî olduğu hakkında rivayet şöyledir:
Ebû Saîd elHudriyy, “Kim bir zerre ağırlığınca bir hayır yaparsa, onu görür. Kim de bir zerre ağırlığınca bir şerr yaparsa, onu görür” âyeti ile ilgili olarak Hz. Rasûlullâh (s.a.v.)’e şöyle dedi:
“Ya RasûlAllâh! Kendi amellerimi görecek miyim?” Rasûlullâh şöyle buyurdu:
“Evet!”
Ben şöyle dedim:
“Küçük küçük günahları?”
Rasûlullâh:
“Evet!” dedi.
Bunun üzerine ben,
“Vay halime; ben mahvoldum”dedim.
Rasûlullâh şöyle buyurdu:
“Memnun ol ey Ebû Saîd! Çünkü yaptığın her sâlih amele on sevap verilecektir!”
Bu hadis, sûre’nin Medenî olduğuna delil olarak ileri sürülmektedir... Çünkü Ebû Saîd elHudriyy, Ensâr’dandır ve Uhud gazvesinden sonra bulûğa ermişti. Eğer bu sûre, Ebû Saîd elHudriyy mevcutken nâzil olmuşsa, onun açıkladığı gibi Medenî olmalıdır!..
Oysa bu rivayet bile bu sûre’nin Medine döneminde nâzil olduğunu ispat etmez!..
Bu çeşit rivayetlerin yanlış referans alındığı birçok örnek vardır!.. Kevser Sûresi gibi...
Zilzâl Sûresi ile ilgili rivayete benzer şekilde “Kevser sûresi, Medine döneminde nâzil oldu” rivayeti, henüz on yaşında iken Rasûlullah (a.s)’ın hizmeti ile şereflenen Enes B. Mâlik ra.’a dayandırılır ki, bu rivayetin, gene Enes B. Mâlik ra.’a dayandırılan Mİ’RÂC hadisi ile çeliştiği bile düşünülebilir...
Bu vesile ile bir tespitimiz:
Medine döneminde müslüman olan kimselerin veya yaşı küçük sahabelerin, daha önce nâzil olmuş/Mekke döneminde nâzil olmuş bir sûre veya âyeti, bir sebeple Rasûlullâh (a.s)’ın okumasını ilk duyduğunda, sanki ilk nâzil olmuş gibi algılaması veya ondan rivayet edenin böyle algılayıp onun rivayetini böyle nakletmesi (“okundu” yerine “nâzil oldu” gibi) ihtimali var!..
Zira sahabenin hepsi veya çoğu Kur’ân hâfızı değildi; hatta, inzâl olan tüm sûre ve âyetleri ezberleyen Kur’ân hâfizları azdı!..
Esbâb-ı Nüzûl’da bu tespiti destekleyen görüşler mevcuttur!..
Bilvesile bir Kur’ân bilgisi olarak şunu da kaydedelim:
“Bir âyet ancak bir defa Kurân’da geçer/vahyolunur”, DEĞİL!.. Rahmân, Murselât, Kamer, Şu’arâ, Sâffât sûrelerinde bunun bâriz örnekleri vardır!..
“B”İsmillâhir Rahmânir Rahıym
1-) İzâ zülziletil Ardu zilzaleha;
Arz (beden), şiddetli bir sarsıntı ile sarsıldığında;
2-) Ve ahrecetilArdu eskaleha;
Arz, ağırlıklarını dışarı çıkardığında,
3-) Ve kalel İnsanu ma leha;
İnsan (bilinç, bedene bakarak): “Buna ne oluyor?” diyerek (panik yaşadığında),
4-) Yevmeizin tühaddisü ahbâreha;
İşte o süreçte haberlerini söyler.
5-) Bienne Rabbeke evha leha;
Rabbinden ona vahiy ile.
6-) Yevmeizin yasdurun Nasu eştaten li yürav a’malehüm;
O gün insanlar, gruplar hâlinde çıkar ki çalışmalarının sonucunu görsünler!
7-) Femen ya’mel miskale zerretin hayren yerah;
Kim bir zerre ağırlığınca bir hayır yaparsa, onu görür.
8-) Ve men ya’mel miskale zerretin şerren yerah;
Kim de bir zerre ağırlığınca bir şerr yaparsa, onu görür.